SIFIR NOKTASINDAKİ KADIN- Neval el Seddavi

110 sayfa

Metis Yayınları

Çeviri: Selma Demiröz

Kapak fotoğrafı: André Kertész, Bir Kürenin İçinde Portre, Paris, 1927

Mısırlı hekim ve feminist yazar Neval el Seddavi, Mısırlı kadınlarda nevroz konusunda araştırma yaptığı sıralarda, Kanatır Cezaevi'nde idamını bekleyen bir fahişe ile görüşür. 

Çok kolay olmaz aslında bu görüşme, çünkü Firdevs kendini tamamen dış dünyaya kapatmıştır, kimseyle görüşmek istemez, sadece ölümü beklemektedir. Seddavi, defalarca şansını dener ancak sonuç hep hüsrandır; tam artık umudunu kaybetmiştir ki Firdevs "tamam" der...

1974'ün sonbaharında, Firdevs'in ne yatak ne de iskemlenin bulunduğu bomboş hücresinde, soğuk zemin üzerinde görüşürler...Daha doğrusu Firdevs anlatır, Seddavi dinler...

İlginç bir ayrıntı, Firdevs'in idamından seneler sonra, 1981 sonbaharında da Seddavi aynı cezaevine konur. 

Seddavi, kitabı Firdevs'in dilinden yazmış. Yokluk ve tacizle geçen çocukluk döneminden sonra çok istemesine rağmen okula devam edemeyen Firdevs, tahmin edeceğiniz üzere başlık parası için evlendirilir. 

Yeni evinde de dayak vardır, eşi varlıklı olmasına rağmen yokluk çeker.

Bu gidişata dayanamayan Firdevs, tek kurtuluşu sokaklarda görür.

Ama aslında sokaklar, Firdevs'i başka bir Firdevs yapacak, onu bambaşka bir boyuta taşıyacak ve hayatın farklı çirkin yüzlerini de gösterecektir. 

Sıfır Noktasındaki Kadın, hayattan herhangi bir beklentisi kalmamış, umudu da hayalleri de tüketmiş, çok cesur bir kadının hikayesi...

Okurken etkilenmemek, bu cesarete hayran kalmamak mümkün değil! Kitaba getirebileceğim tek eleştiri ise sanıyorum anlatımı güçlendirmek, bazı olguları vurgulamak adına yapılan tekrarlar. İkinci tekrarda etkili oluyor gerçekten ama sonrasında biraz dikkat dağılıyor, olayın büyüsü bozuluyor bence.

Altı Çizilenler:

" "Yurtseverlik" sözcüğünü her andıklarında, aslında Allah'tan korkmadıklarını, kafalarındaki yurtseverlik kavramının yoksulun, zenginin toprağını, onların kendi topraklarını savunmak için ölmesi gerektiği anlamına geldiği anlamına geldiğini hemen anlardım, çünkü yoksulun toprağı yoktu."

"Herkes bir gün ölecek Firdevs. Sen de, ben de. Önemli olan ölene kadar nasıl yaşayacağımız."

"İlkeleri olan devrimciler de aslında diğer insanlardan farklı değildi. İlkelerini satarak, başka erkeklerin parayla satın aldıklarını onlar kurnazlıklarıyla elde ediyorlardı. Bizim için cinsellik neyse, onlar için de devrim oydu. Kullanılacak bir şeydi. Satılacak bir şeydi."

Mahkeme benim saygın bir kadın olduğuma karar vermişti. Artık onuru korumak için büyük paraların gerektiğini, ama büyük paraların onuru yitirmeden kazanılamayacağını öğrenmiştim."

"Özgürlüğüm onları öfkelendiriyordu. Hala istediğim, hala korktuğum ya da hala özlediğim bir şey kalmış olması hoşlarıuna giderdi. O zaman beni bir kez daha köleleştirebilirlerdi."

Arka Kapaktan:

Sıfır Noktası Neresidir?Dünyanın herhangi bir köşesinde herhangi bir insan sıfır noktasında kıskıvrak bekliyor. Umutsuz, çaresiz, ölümle yaşam arasındaki sınırda. Neval El Seddavi, ölüm hücresinde Mısırlı fahişe Firdevs'le konuşuyor. Firdevs'in anlattığı yaşam öyküsünü aktarıyor bize. Bu dünyada kadın olmanın, "fahişe" olmanın ne anlama gelebileceğini okuyoruz bu yaşam öyküsünde.Sıfır noktası neresidir?