Doğan Kitap
330 sayfa
Kahramanımız Ahmet Bey
emekli bir mühendistir ve Podima’da tek başına, kitaplarla dolu bir evde (her
odasının da insan duygularını konu alan bir adı var; Aşk Odası, Cinayet Odası,
Kıskançlık Odası, İntikam Odası gibi) yaşamaktadır. Kitap, Ahmet Bey’in komşusu
Arzu Hanım’ın öldürülmesiyle başlıyor. Bütün kitabın ağırlıklı olarak bu olay
üzerinden yürüyeceğini zannetmiştim en başta, ama sayfalar ilerledikçe,
cinayeti haber yapmak için Podima’ya gelen bir gazeteci kızın Ahmet Bey’le
tanışması ve Ahmet Bey’in bu kıza ikiz kardeşinin hikâyesini anlatmaya
başlamasıyla bu cinayet ufak bir ayrıntı olarak kaldı. Öyle ki bir cinayet
işlendiğini bile unutup tamamıyla bambaşka bir hikâyeye odaklanıyorsunuz .
Kitap gayet akıcı, imgeler
çok özgün (mor tavşanlar, su içen minareler, etlerini yediğimiz hayvanların
hesap sorması gibi…okurken vaay beee nasıl da aklına gelmiş gibi bir yorum da
yaptım hatta)Yazar bu romanında tarzını değiştirmiş, psikolojik gerilim türüne
geçmiş, güzel de olmuş. Okudukça şaşırdığım, son sayfalarda ise tamamen ters
köşe olduğum bir romandı. Serenad etkisi yaşadın mı derseniz tabi ki hayır
derim ancak 2 günde okunabilecek, keyifli, akıcı bir roman arıyorsanız
kesinlikle tavsiye ederim.
Kitap Tanıtımından
Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle
başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç,
güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla
gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği
hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar. Modern bir Binbir
Gece Masalı'nın kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir.
Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.
Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadeniz'in lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.
Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.
Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadeniz'in lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder