28 Nisan 2016 Perşembe

KARIŞIK KASET- Uygar Şirin



290 sayfa
Kırmızı Kedi Yayınevi
1. Basım: Şubat 2013
2. Basım: Ekim 2014

Ahhhh 90'lar... Seni hem sevdim hem senden nefret ettim... (Sezen Aksu- Sarışınım- Sezen Aksu'88 albümünden:) Benim de fonda şarkılarım çalıyor artık Ulaş gibi:))

Ne yıllardı bee! Ben 1982 doğumluyum, 90'lı yıllarda çocukluğunu sokaklarda, bilgisayarsız, tabletsiz, cep telefonu olmaksızın yaşayabilmiş son nesiliz biz...

Dizleri yaradan geçilmeyen, acıkınca salçalı ekmeğini kapıp gene sokağa koşan, oyundan kopmamak adına çişini son raddeye kadar tutan, annesini "ezan okundu hadi artık eve!" diye bas bas bağırtan, haberleşmek için arkadaşının kapısına kadar giden, teknolojinin hayatımızı kolaylaştırmak adına daha da karmaşıklaştırmadığı, tavuğun, domatesin, salatalığın nasıl güzel koktuğunu ve nasıl da lezzetli olduğunu bilen bir kuşağız...

Aynı Ulaş'ın yaptığı gibi kaset dinlerdik, karışık kasetler yapardık, radyodan şarkı kaydederdik...

Şimdilerde sıkça çocukluğumu andığım düşünülürse nasıl da güzel oldu bu kitabı okumam anlatamam!:)

Kitap,  1990, 2000 ve 2010'da geçen 3 bölümden oluşuyor.

1990 senesinde Ulaş 13 yaşındadır ve tek çocuk olan Ulaş'ın yalnız dünyasında en büyük hobisi müziktir. Kendine karışık kasetler yapar,  şarkı defterine dinlediği şarkılar hakkındaki görüşlerini yazar, karşılaştığı durumlara göre kafasında, arka fonda bir müzik çalar sürekli. Ve tabi bunun yanı sıra 12 yaşındaki İrem'e de deli gibi aşıktır. Ancak bir türlü ona açılamaz, derdini İrem'e hazırladığı karışık kasetle anlatmaya çalışır ancak pek başarılı olmaz...

Araya 10 yıl girer. 2000 yılında Ulaş ve İrem yeniden karşılaşırlar ancak tahmin edersiniz ki bazı aşklar zaman ister:)

2010'da yine karşılaşırlar, bakalım artık şartlar olgunlaşmış mıdır?

Kitap esprili bir dille yazılmış, çok keyif aldım okurken, bana geçmişi hatırlatması da cabası:)

Okurken benim kafamda da şarkılar çaldı, bilmediğim hatta ismini dahi duymadığım şarkıları, şarkıcıları öğrendim.

Kapağından tahmin ettiğiniz üzere kitabın 2014 yapımı bir filmi de var. Ben henüz izlemedim.

Bunca geçmiş ve kaset muhabbetinden sonra bir şarkı çalmasam olmaz!:) Kitabı bitirdiğimden beri kafamda bir çok şarkı çalıyor ama en çok takıldığım şarkıyı armağan ediyorum size efendim:) 

1996 yılında çıkardığı albümüyle müzik dünyasına hızlı bir giriş yapan, ancak bir daha albüm yapmayarak bizi hüsrana uğratan Rengin'den, sözü ve müziği Sezen Aksu'ya düzenlemesi Atilla Özdemiroğlu'na ait Aldatıldık parçasıyla başbaşa bırakıyorum sizi;)



Altı Çizilenler:

" Bizim dünyamız sıkı korunur, sınırları sağlamdır. Öyle her şey giremez içeri. Biz tüm duygulara ve değer yargılarına kimlik ve pasaport kontrolü yaparız, normale uymayanları içeri almayız. Normal doğru olandır, düzgün olandır, ahlaki olandır, çıkıntı olmayandır, bugüne kadar hep yapılandır. Normal bizim dünyamızın düzenini bozmayandır, bizim gibi olandır."

"Çocuklukta dinlediğin, gördüğün, yaşadığın şeylerin çıkmayan bir leke gibi, damga gibi, hani kovboy filmlerinde ineklerin kıçına kızgın demirle damga vururlardı, öyle bir damga gibi sana yapıştığını kanıtlıyor. Kaçamıyorsun. Kaderin oluyor o senin."

"-Çocukken dinlediğimiz yabancı şarkıların ne dediğini anlamıyorduk ya...
- Evet...
- Sen sonra İngilizce öğrenince o şarkıların sözlerini bulup okudun mu?
-Bazılarını.
-Çok fena bir duygu değil mi o ya? Ne sözler hayal etmiştik biz o şarkılar için, neler neler anlatıyor diye düşünmüştük, sonra bir baktık, abuk sabuk şeylerden bahsediyormuş.
-N'apıcaksın? Büyümek tam da böyle bir şey."

"Yaşlanmanın korkutucu yanı ölümün yaklaşması değil, gerçekleştiremediğin hayallerin için kurduğun "Canım, nereden baksan daha önümde ... yıl var." cümlesindeki boşluğa yazdığın sayının giderek küçülmesi."

"Evin yüzlerce binaya tepeden bakıyorsa buna "manzarasız" değil "metropol manzaralı" denen bir çağda yaşadığımız için ayrıca şanslıyız."

"Mezarlıklarda korkmanın panzehiri ıslık çalmak değil bence, mezar taşlarına bakmamak. İnsanı mezarlıkların ölülerle dolu olması değil, ölülerin hiç de azımsanmayacak bir kısmının çocuk, genç ya da orta yaşlı olması korkutuyor."

"Benim de kötü bir adetim var: Karşımdaki böyle dökülünce, içimdekileri, hem de o an bana en mahrem ve ürkütücü görünenleri seriveriyorum orta yere. Komşudan gelen tabağı boş göndermeyen annelerin çocuklarıyız."

Arka Kapaktan:

"- Niye anlatmıyorsun?
- Neyi?
- Neden böyle davrandığını?
- Bilmiyor musun?
- Bilmiyorum.
- Bilmiyorsan ben de anlatmıyorum.
- Ama çok saçma! Bilmiyorsam anlatman lazım.
- Bence senin bilmen lazım.
- Başka bir şey söylemeyecek misin?
- Kaset var ya işte."

Şimdi şöyle... İrem'le 1990'da tanıştık. Ben 13 yaşındaydım, o 12. Ben tabii küt diye âşık oldum, gittim bir karışık kaset hazırladım. Ama İrem'in derdi başkaymış. Sanırım. Tam da emin olamadım.Sonra tuhaf bir şey oldu, 10 yılda bir karşılaşmaya başladık. Saat gibi, aksatmadan. Hayat ya bizle dalga geçiyordu ya da bize yeni bir şans veriyordu. 

Sonuçta iş öyle bir yere geldi ki 20 yıldır birlikteydik ama daha ilişkimiz başlamamıştı.

Karışık mesele.

14 yorum:

  1. Bende 84lu olarak 90lar kuşağı çocuğuyum. Kaset dinlemek ve radyodan arkadaşlarımıza istek şarkı istemek en eğlenceli hobilerimizdendi. ;)kitap cok ilgimi çekti. Okunacak listesine ekledim. Bu arada filminide izlemeyi düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ay evet yaa radyodan şarkı isterdik bir de!:) nasıl eğlenirdik!:) şarkı tutmalar, sıradaki şarkı benden sana gelsin demeler falan:))
      filmi ben de yakın zamanda izlemek istiyorum, kitapla çok fark var mı merak ediyorum...

      Sil
  2. Filmini duymuş ama izlememiştim, o zaman önce kitabı okunmalı :)) Bence 90'lardaki çocukluk en güzeliymiş, ben pek yakalayamamış olsam da :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 90'lar giyim kuşamı haricinde güzeldi!:) vatkalı gömlekler, serpil çakmaklı tokaları falan ayyyy çok fenaydı:) ama bildiğin sokak çocuğuyduk yaa doya doya koştuk, oynadık:)

      Sil
  3. Kitabı okuyayım sonra da film madem :) Ah o kasetler beni şuara sık sık aradığım çocukluğuma götürdü :( :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dolabın diplerinden buldum da çıkardım o kasetleri:)) çocuklara "yaaa işte biz bunlardan müzik dinlerdik" demek için saklıyorum:)) zeki metinin aşkolsun oyununun kasedi de var biliyo musun? cdli- radyolu bir kasetçalar da almıştım tedavülden kalkmadan, ara ara takıp dinliyorum:))
      bir yerlerde de flash belleğin atası disketler saklı:))

      Sil
  4. Salçalı ekmeğin tadı çok farklıydı o zamanlar. Ben çok memnundum bilgisayarsız, telefonsuz olmaktan. Keşke şuan da beni teğet geçseydi teknoloji :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. di mi yaaa, herşeyin tadı bir başkaydı!:/ şimdi telefonu evde unutsak hayat resmen felç oluyor halbuki o zamanlar gül gibi yaşayıp gidiyorduk...

      Sil
  5. Bunları hatırladığıma göre yaşlanıyorum ayy! Olsun güzeldi. Ben gerçi her dönemimden memnunum çok şükür. Bana da beklerim ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) güzel bir dönem yaşadık gene de:) evet her dönemin kendine göre artısı eksisi, bir güzelliği var:)
      gelirim tabi ki;)

      Sil
  6. gördün müüüüü son yazımııı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gördüüüüüüm!:) çok teşekkür ederim deepcim:)

      Sil
  7. şarkıyı dinlemek için yorumu beklettim ahretliğim , ne güzel zamanlarımız oldu değil mi , arkadaşlık bile başka değerliydi sanki :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahh canım benim yaa! ahretlik diye bir kavram vardı di mi...hüzünlendim bak...güzel zamanlardı gerçekten ve kesinlikle bir başkaydı arkadaşlıklar...

      Sil