8 Ocak 2017 Pazar

LADY CHATTERLEY'İN AŞIĞI- D.H. Lawrence



463 sayfa
Martı Yayınları
Roman
Çeviri: Meriç Selvi

2016'dan kalma kitabımı sonunda bitirdim. Sorun kitapta değil tabi ki ben de:/ Ülke gündemi konsantrasyon kabiliyetimi, enerjimi sömürüyor da ondan uzadıkça uzadı elimde bu kitap.

Lady Chatterley'in Aşığı, bir dönem yasaklanmış kitaplardan. 

Hadi itiraf edin "neyden bahsetmiş ki yasaklanmış?" diye düşünmeden ve okumadan edemiyor insan:)

Buradaki yasaklanma gerekçesi, kitabın toplumsal ahlaka aykırı unsurlar içermesi.

Wikipedia kaynağına göre, İtalya'da 1928, Fransa ve Avustralya'da da 1929 yılında yayımlanan roman, Birleşik Krallık'ta yazarın ölümünden ancak 30 sene sonra yani 1960 yılında sansürlenmeden yayımlanabilmiş.

Tabi yayımlanması o kadar kolay olmamış Penguin Yayınevine dava açılmış, davayı kazanan Penguin, 3 milyon kopya satmış.

Üst tabakaya mensup Lady Chatterley, kötürüm kocasından ve onun kibirli tavırlarından sıkılmıştır, arayış içerisindedir.

İşçi sınıfından bir adamla yasak bir ilişki yaşamaya başlar. 

Kitap sınıfsal farklılıklardan, sanayileşmenin tarım ekonomisine göre insan hayatında yarattığı değişime, cinselliğin kadın ve erkeğe göre irdelenmesine kadar geniş bir yelpazede cesur fikirler içeriyor. 

Yazar madenci bir babanın oğluymuş ve romanda bunun izlerini de görebiliyoruz.

Martı Yayınlarının Dünya Romantik Klasikler serisini seviyorum, daha önce de bu seriden Tess, Kamelyalı Kadın, Uğultulu Tepeler ve Masumiyet Çağı'nı okudum ancak bu romanda da Tess kadar olmasa da yazım hatalarıyla karşılaştım. 

Kitabı bir ara yanımda post it olmadan okuduğumdan bu yerleri işaretleyemedim.

Bir de kapaklara el atsa Martı Yayınları hiç fena olmayacak bence. Çok itici geliyor bu serinin kapakları bana...

Altı Çizilenler:

"Sanki insanlık ucuz bir malzemeden yapılmış, yok olmaya yüz tutmuş, çürüyüp giden bir şeydi."

"Adaletsizliğin fiziksel algısı bir kez uyanmaya görsün, mutlaka dışarı atılması gereken, son derece tehlikeli bir duyguya dönüşür, yoksa insanı yiyip bitirir, tüketir."

"Bir kadın ya kendi yaşamını sürmek ya da yaşamadıklarına pişman olmak için yaşar. İnan bana"

"Dünyanın o hayvani kötülüğü içinde yok oluşunu gördükçe, sömürgeler bile yeterince uzak gelmiyor! Ay bile yeterince uzak değil çünkü ordan geriye bakınca, bütün öbür yıldızlar arasından bu pis,canavarca, aşağılık dünyayı yine görür insan. İnsanoğlunun kirlettiği gezegeni."

"İçsel sezgimizle ulaştığımız bilgileri, irade gücümüzü kullanarak bilincimizden uzak tutmaya çalışırız. Korku ve kuruntular ise yıkımın şiddetini on kat güçlü hissetmemize sebep olur."

"Endüstrinin doğurduğu sorunların tek çözümü vardır, o da insanlara yaşamayı, kaliteli yaşamayı, para harcamadan da yaşamayı öğretmektir."

"Meşeler tomurcuklanmıştı, her şey incelikle eski sertliğinden kurtuluyordu. O eğri büğrü kaskatı meşeler bile, yarasa kanatlarına benzeyen yumuşacık, körpe yapraklarını sergiliyordu. Neden insanlar da tıpkı böyle yenilenmiyordu ki? Kokuşmuştu insanlık."

"Bölge de giderek çirkinleşmeye başlamış olduğundan, yüksek tabaka harcadıkları paranın nasıl kazanıldığını görmeyecekleri daha güzel yerlere gidiyordu." 

Kitap Tanıtımından:

Yayımlandığı günden itibaren çeşitli tartışmaların odak noktasında yer alan Lady Chatterley'in Âşığı, savaşta yaralanarak kötürüm kalan Clifford'ın genç karısı Constance ile koru bekçisi Mellors arasındaki aşkı anlatır. Romanın, kadın ihaneti olarak önyargılı biçimde yorumlanmasına karşın, kocanın fiziksel kısıtlılığının yanı sıra, karısını duygusal açıdan da ihmal ettiği, hatta bir vâris sahibi olmak için kadını evlilik dışı gebeliğe bile yönlendirdiği görülür. 

Eser, tutucu bir yaklaşımla müstehcen damgası yemişse de, aslında sorun, aristokrat bir kadınla işçi kesiminden bir erkeğin aşkını kabullenemeyen sınıf ayrımcılığına dayanır. Dahası, dönemin toplumsal ve siyasal yapısına da ışık tutan romanda egemen sınıfların emekçi kitlelere karşı ezici, aşağılayıcı ve dışlayıcı yaklaşımı yansıtılınca kitaba cephe alınmıştır. 

Roman yalnızca bedensel aşkın savunuculuğunu yapmaz. Lady Chatterley ile Mellors arasındaki ilişki yavaş yavaş gelişir ve fiziksel tutkunun yanı sıra, şefkat ve karşılıklı saygı temeline dayanır. Lawrence, aşkın şefkatle olan ilintisine o kadar önem verir ki, kitaba "Sevecenlik" adını vermeyi bile düşünmüştür. 

Lady Chatterley'in Âşığı yüzünden yeteneğini ziyan etmiş bir porno yazarı gözüyle bakılan Lawrence, ölümünden sonra aklandı. E.M. Forster yazdığı bir yazıda onu "kuşağımızın hayal gücü en büyük romancısı" olarak tanımladı. Eleştirmen F.R. Leavis de, Lawrence'ın yapıtlarına İngiliz romanının kabul görmüş "büyük geleneği" içinde yer vererek edebî hakkının yenmesini önledi.

4 yorum:

  1. Güzel kitap, aldım notumu... Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. ortaokuldayken okumuştum gizli gizli şu an için gayet normal bir kitap bence ama yazıldığı çağa göre çok aykırı tabi..

    YanıtlaSil
  3. Kitap fotoğrafı çok güzel olmuş :-)

    Ben Martı'dan klasik kitap hiç okumadım. Tereddütlerim vardı ama iyi diyorsan bir şans verebilirim.

    Kitap bana Anna Karanina ve Madam Bovary'yi hatırlattı. Ben bu kitabı okurum :-)

    YanıtlaSil