16 Şubat 2016 Salı

BİZ - Yevgeni Zamyatin

biz-yevgeni-zamyatin
246 sayfa
Versus Kitap
Çeviri: Algan Sezgintüredi

Şubatın ortasına geldik ve ben anca yazmaya fırsat buluyorum!:/ Okuduğum kitapları unutmadan yazayım bi zahmet artık değil mi?:)

Fahrenheit 451 ve 1984'ten sonra "madem ki distopyayı sevdim, distopyanın babası da Yevgeni Zamyatin'in Biz romanıymış, onu okuyayım o zaman" dedim.

Roman 1920 yılında yazılmış ve Sovyetler Birliği'nde 1921 yılında yasaklanmış, ama 1924 yılında ingilizce tercümeleri İngiltere'de yayımlanmış ve Cesur Yeni Dünya ile 1984'e ilham kaynağı olmuş. 

Geleceğin dünyasında yine baskı var, ben kavramı yitmiş, her şey toplum adına, Biz'i yaşatmak, Biz'in çıkarlarını gözetmek adına. İsimler bile kalmamış insanları özel kılan, birbirinden ayıran, onun yerine sayılar var.

Hayal gücü, benliğin bilincine varmak tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak görülüyor. 1984'e göre insanların mahremiyetine daha çok saygı duyuluyor aslında ama yine de rahatsız edici...

Kahramanımız D503, gelecek nesillere Biz'in nasıl yüce bir şey olduğunu ve hangi aşamalardan geçip şekillendiğini anlatmak için günlük yazmaktadır. Winston'ın (1984'ün baş kahramanı) aksine D503 halinden memnundur esasında, Biz'in anlamı çok büyüktür onun için ta ki aşık olana dek... 

Daha özgür ve daha bireysel bir yaşamın iyi olabileceğine dair kafası karışmaya başlar D503'ün...

Dönemine göre gerçekten çok yaratıcı ve başarılı bir roman! Ancak 1984'ten önce okusaydım belki daha çok sevebilirdim zira okurken hep, gönlümde ayrı bir yeri olan 1984 aklıma geldi ve bir şeyler yarım kalmış duygusu yaşadım. Esere haksızlık ediyorum farkındayım sonuçta bir çok muhteşem esere esin kaynağı olmak öyle kolay bir şey değil biliyorum ama 1984'ten aldığım keyfi alamadığımı da söylemeden edemeyeceğim... 

Altı Çizilenler:

"Dilin sdb'si (saniye başına devinim) daima düşüncenin sdb'sinden azıcık yavaş kalmalı ve aksi durum asla olmamalıdır."

"Gözümde denkleme kazara süzülüvermiş ve çarpanlarına ayrılamayan irrasyonel bir terim kadar huzur bozucuydu bu kadın."

"Bir aeronun hızı 0'a indirgendiğinde hareket hali yiter; bir insanın özgürlüğü 0'a indirgendiğindeyse suç işlemez. Gayet açık. İnsanı suçtan arındırmanın tek yolu özgürlüğünden arındırmaktır."

"Cennetteki o iki kişi.. Onlara seçenek sunulmuştu: özgürlükten yoksun mutluluk veya mutluluktan yoksun özgürlük. O kadar. Avanaklar özgürlüğü seçti. Ya sonra? Sonra çağlar boyunca zincirlerini özlediler. Dünya bu yüzden böyle sefil, anlıyor musun? Zincirlerini özlediler. Çağlar boyunca! İlk biz mutluluk için geri döndük. Yok, dur... Dinle. Eski Tanrı ve biz, yan yana, aynı masada. Evet! Tanrı'ya, nihayet şeytanı yenebilmesinde yardım ettik. Çünkü insanları buyruğu çiğnemeye iten, özgürlüğü tattıran ve mahveden oydu. Oydu işte, kurnaz yılan oydu. Ama biz ne yaptık, potinlerimizle kafasını ezdik! Cart! Ve işte o zaman çile bitti: Cennet geri gelmişti. Ve bizler, tıpkı Adem'le Havva gibi yine basit ve masumduk artık."

"Kendimi duyumsuyorum. Ama sadece içine kirpik kaçan göz, şişmiş parmak veya çürük diş kendini duyumsar, bireysel varlığının bilincine varır. Sağlıklı göz veya parmak ya da dil varlarmış gibi görünmezler. Yani gayet açık, değil mi?  Kendi kendinin bilincine varmak, hastalıktır."

Kitap Tanıtımından:

"Şimdiye kadar yazılmış en iyi bilimkurgu roman, klasik bir karşı ütopya." 
Ursula K. Leguin 

Biz, sonradan kendi tarzında yazılan yapıtlar için prototip olacak disütopik bir romandır. Roman gelecekte varolan otoriter bir devletin inançlarına körü körüne bağlı bir vatandaşı ve bir matematikçi olan D-503'ün günlüğüne yazdıklarına yer verir. Günlük, mutluluğun, düzenin ve güzelliğin sadece özgürlüğün olmadığı bir ortamda, matematiksel mantığın ve mutlak gücün demir prensiplerinde bulunabileceğini dikte eden bir hükümet doktrininin bir ilanı olarak başlar. Günlük ve roman ilerledikçe D-503, I-330 adlı bir muhalifin çarpıcı etkisine kapılır. I'ya duyduğu çılgıncasına arzuyla büyülenen D, matematiksel mantığın saflığına ve tüm insanların ihtiyacını karşılayacak ve mükemmel düzenlenmiş bir bütünlüğün kapasitesine olan inancını kaybeder. Kendini azar azar ?-1'in şiirsel irrasyonelliğine ve bireysel bir aşkın anarşizmine doğru çekilirken bulur. Artık "biz"i kullanmaz ve gerilla sevgilisinin adının ironik bir yansıması olarak "ben"i, yani kendini düşünmeye başlar. 

Zamyatin'in Biz'ini farklı kılan şey otoriterliğe bakış açısındaki entelektüel inceliktir.

16 yorum:

  1. blog keşif etkinliğinden geliyorum sizi takibe aldım ben de bloğuma beklerim :)
    http://guzelvekulturluyum.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  2. Şükür kavuşturana! Henüz Cesur Yeni Dünya'yı okuma fırsatı bulamadım 1984'ü de orta okul bebesiyken İngilizce okuduğum için onu da yeniden okumam şart! Bunlardan önce Zamyatin'i okuyayım madem kendisi ilham kaynağı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) çok ara verdim di mi?:) ben Zamyatin'i önce okumuş olmayı tercih ederdim, 1984'ü muuuutlaka okumalısın bir kez daha! Bambaşka şeyler hissedeceksin eminim ki!

      Sil
    2. Hem de "çooook" lütfen bir daha bu kadar ara verme (başka ülkede olmazsan tabi ;) Muhakkak okuyacağım. Ortaokulda bize Türkçesinden önce İngilizce okutulan bir dolu klasikten biriydi o.. Şimdi okusam eminim daha farklı değerlendirebileceğim kendisini :)

      Sil
    3. artık ara vermem herhal:) yani umarım:) kesinlikle daha farklı değerlendireceksin;)

      Sil
  3. Tabi bir 1984 degil ama biz'de saglam distopya bence.. toplumun kendi diktatörü oluşu, otokontrol saglamasi.. ilginc bence.. bi de yazinda 1984'e gore mahremiyete saygili bir distopik dünya gibi bisi demissin.. adamlar dort duvari camdan evlerde 7/24 kalıyordu.. bence 1984'un bir tık otesi bile olabilir gözetleme de..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle okunması gereken, sağlam bir distopya, ancak 1984'ün yeri pek bi ayrı benim için:) dediğin doğru aslında camdan evler sinir bozucu ama ben pembe biletleri düşünüp 1-2 saat (tam süreyi hatırlayamıyorum, arkadaştan almıştım kitabı, okuyunca verdim hemen, o yüzden net süreyi veremiyorum:)) perdeleri kapatma hakkını düşünüp öyle demiştim. 1984'te değil cinsellik, yan gözle bile birbirlerine bakamıyorlardı kadın ve erkek. onu düşününce biraz daha yumuşak hali geldi bana 1984'ün.

      Sil
  4. Bu kitabı hiç bilmiyordum.Sayende öğrendim.En kısa zamanda okumak istiyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar:)

      Sil
  5. Hoşgeldiniz :) ben de 1984'ü önce okudum ve aynen sizin gibi düşünüyorum BİZ'i sona bırakmamak gerek... sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler:) bi türlü kesin dönüş yapamadım cevabı bile neredeyse 1 ay sonra yazıyorum offf utandım şimdi:/
      di mi:) 1984'ten sonra distopyalar gözüme hep bir eksik mi gelecek galiba:)
      sevgiler..:)

      Sil
  6. Ben de çok seviyorum distopya türü kitapları teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  7. verme bu kadar ara yaa, özlüyoruz ama , biz aklımda , listemde olan kitap , henüz ne edinme ne de okuma şansı bulamadığım :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ayyy canım yaa özlendiğini bilmek güzel:)
      bazı kitaplar bir türlü denk gelmiyor işte, ama yolun düşerse D&R'da 9.90 lık standı yapmışlar gene, orda gördüm;)

      Sil