18 Ağustos 2016 Perşembe

HAVVA'NIN ÜÇ KIZI - Elif Şafak



418 sayfa
Doğan Kitap
Çeviri:  Omca A. Korugan ( Yazarla birlikte)

Kolay okunan kitap arayışım hala sürmekte... Arkadaşım da "Elif Şafak'ın son kitabı var bende, kolay okunuyor o" deyince hemen atladım tabi ki:)

Kitap 2 katmanlı. Baş kahramanımız Peri'nin 2016-İstanbul'daki hayatı ile Oxford'ta okuduğu 2000-2001 yılına yapılan dönüşlerle ilerliyor.

Orta yaşlarını süren Peri'nin ergen kızıyla didişme içinde geçen hayatı, bir kapkaççı yüzünden alt üst olur. Cüzdanından çıkan bir fotoğrafla yıllardır yüzleşmek istemediği geçmişi karşısına dikilir.

Fotoğrafta Prof. Azur, Şirin, Mona ve Peri vardır...

İsyankar, inanan ve kararsız üç kız ve Tanrı felsefesine ilişkin ders veren hocaları...

Peri, tarikata üye, muhafazar annesi ile Tanrı'nın varlığı dahil sorgulamaktan çekinmeyen babası arasında sıkışıp kalmış, kafası karışmış halde Oxford'a başlarken Prof. Azur'un dersi ilgisini çeker.

Bu kafa karışıklığına Prof. Azur'un dersi iyi gelecek midir acaba?

Elif Şafak'ın Bit Palas, Mahrem, Aşk ve İskender kitaplarını okudum. Bunlarla karşılaştırdığımda bu kitabı biraz zayıf buldum açıkçası...

Mahrem'i hele çok farklı ve güzel bulmuştum. "Nasıl bir aklın ürünü ki bu?" diyerek dolandığımı hatırlıyorum...

Bu kitabında güzel tespitler var gerçekten ama kurgu biraz zayıf kalmış sanki, romana mistisizm katmak adına eklenen öğeler zorlama olmuş gibi geldi bana...

Akıcı, kolay okunan bir roman olmuş ama hani kitap bittiğinde çarpılırsınız, heyecan duyarsınız, kitabı göğsünüze bastırıp düşünmek istersiniz ya o hissiyat oluşmadı bende...

Altı Çizilenler:

"Kalabalıklara cemaatlere cemiyetlere sığınmanın manası ne? İnsan yalnız doğar yalnız ölür."

"Berduş geldi bir an Peri'nin gözünün önüne. Sıska bedeni, insanın içine işleyen gözleri, egzamalı elleri ve Bally koklayışıyla. Ayrıcalıklı konumuna ve parasına rağmen, bu kadın da ondan daha az bağımlı değildi. Kendi hayatından bir süreliğine kaçabilmek için başka insanların mahremiyetini deşiyor; sırlar ve dedikodularla dolu bir torbanın içine burnunu sokup soluyor, soluyordu."

"Entelektüel bir tartışmaya girmek aşık olmak gibidir. Öyle ki bittiğinde değişirsiniz, başka bir insan olursunuz. Karşınızdaki kişi de değişir tabii. Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz,  kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir.  Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır. İllaki haklı olmak arzusuyla konuşanlar asla diyalog kuramazlar."

"Dünyada iki çeşit şehir vardır: Birincisi, yarının ve takip eden günlerin aşağı yukarı birbirinin aynısı olacağını taahhüt edenler; bir de, bunun tam tersini yapan, her an şaşırtan, zorlayan, sarsan, hiçbir süreklilik vaat etmeyen şehirler."

"Bütün ömür boyu damla damla biriktirdiğimiz hüzünlere, kederlere sonradan tek bir kişinin sebep olduğunu sanmak ne büyük yanılsamadır. Ama insan beyni kendine aldatmakta ustadır."

Kitap Tanıtımından:

İnanca, inançsızlığa, arayışa, farklı kadınlara ve aşka dair baş döndürücü bir yolculuk... Ben ne annem gibi dindarım, ne babam gibi kâinatın, beş duyumla kavradığım şeylerden ibaret olduğuna kaniyim. Öyleyse ben neredeyim? Ne mutlak dindarlığa, ne de mutlak akılcılığa dahil olmak isteyenler için bir başka yaklaşım, yeni bir varoluş şekli yok mu acaba? Bir üçüncü yol mesela? Kim bilir?

Şirin, Mona ve Peri… Günahkâr, İnanan ve Şaşkın. Münkir, Mümin ve Mütereddit… Böylesine farklı üç genç kadın nasıl bir araya gelebilir? Arkadaş olabilirler mi sahi? Hatta kız kardeş? 

Tanrı, bilim, kimlik, aidiyet, Doğu-Batı tartışmalarının tam ortasında hiç kimselere benzemeyen, karizmatik bir adam, sarsıcı bir skandal ve sıra dışı bir aşk... yarım kalan... seneler sonra yeniden canlanan...

Elif Şafak büyüleyici dili ve sağlam olay örgüsüyle inanca, inançsızlığa, arayışa, farklı kadınlara ve aşka dair baş döndürücü bir yolculuğa çıkarıyor bizleri. 

Havva'nın Üç Kızı Türkiye ile Avrupa, dün ve bugün arasında gidip gelen güncel bir hikâye anlatıyor. 

Yüzyılımızın en çok tartışılacak konularından birini kışkırtıcı kahramanlar aracılığıyla ele alan, temposu hiç düşmeyen, kolay kolay unutamayacağınız bir roman.

11 yorum:

  1. Elif şafak pek okuduğum bir yazar değil. Lisede aşk kitabını okumaya çalıştıktan ve okuyamadıktan sonra soğumuştum kendisinden... Bu arada son yazımda size göre güzel bir header var dilerseniz hediye edebilirim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. rahat okunan bir kitap ama insan bir kere bir yazardan soğuyunca tekrar okuması biraz zaman alabiliyor:/
      ayyyy geç kalmamışımdır umarım!:)

      Sil
  2. Elif Şafak'ın bir çok kitabını okumuştum... Son yıllarda pek okuduğum söylenemez... Kitapları hakkında ki yazılanlardan dolayı soğudum galiba:( Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. benim de elimde 3-4 kitabı daha var okunmayı bekleyen...Kitaba başlamadan önce hiç bir yorum okumamıştım, kitap bitince neler yazılmış diye baktığımda Ayşe Arman'ın Elif Şafak'la yaptığı röportaja denk geldim ki "kitabı okuduktan sonra röportajı okumuşum iyi ki" dedim.. Önce okusaydım beklentim kesinlikle yüksek olurdu ve çok kötü bir hayal kırıklığına uğrardım...sevgiler...:)

      Sil
  3. Güzel bir kitap önerisi, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  4. Bende Elif Şafak kitapları için git gel yaşıyorum ve genelde git-te kalıyorum :) ama Mahrem'i okumak istedim şimdi, merak ettirdin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) farklı bir kitap mahrem, kurgusu, bağlantıları gayet ince düşünülmüş bence.
      sevgiler:))

      Sil
  5. Elif Şafak'ın baba ve piç kitabını okumamışsın sanırım. o kitabını çok sevmiştim ben, tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet, kitaplığımda okunmayı bekleyenlerden o da:/ bir sonraki elif şafak kitabım bab ve piç olsun o halde:) teşekkürler, sevgiler..:)

      Sil
  6. her yazara her kitaba yetişilmiyor ki, aşkolsun niye utanıyorsunuz:) kolay okunuyor aslında kitap, çok vaktinizi almaz okumak...beklentiyle alakalı bir durum da var tabi ama eski kitapları daha güzel sanki:)

    YanıtlaSil