31 Temmuz 2017 Pazartesi

BENİ ONLARA VERME - Tarık Tufan



245 sayfa
Profil Kitap
Öykü

Tarık Tufan okumalarıma ilk Hayal Meyal ile başlamıştım. Sonrasında Kekeme Çocuklar Korosu ile Ve Sen Kuş Olur Gidersin'i okudum.

Hayal Meyal'i çok beğenmiştim. Diğer 2 kitabını da konusal bütünlük açısından biraz kopuk bulsam da altı çizilesi bir çok fikir barındırdığından sevmiştim.

Ama bu kitabını hayretler içinde okudum. Başta yanlış kitabı mı seçtim diye kapağına bile tekrar baktım.

Kitapta 40 öykü yer almakta ve her bir öykü 4 ila 6 sayfadan oluşmakta.

Öyküler tekinsiz olarak adlandırılan ama kendi içinde bir ahengi ya da kitabın diliyle anlatmak gerekirse raconu olan bir mahallede geçmekte.

3. sayfa haberlerine konu olacak hikayesi var her bir karakterin de...

Aldatanlar, aldatılanlar, terk edenler, arkasından bakakalanlar, derdinden ölenler, hayırsızlar ve günahsızların hikayeleri...

Kitap aceleye getirilmiş gibi geldi bana. Öykülerin demlenmesi gerekiyormuş sanki...Ve  bütün hikayelerde bir yarım kalmışlık söz konusu...

Sözün kısası büyük bir hayal kırıklığı oldu bu kitap benim için:(

Altı Çizilenler :

"Taksicilerin girmek istemediği sokaklar diye bir şey var bu şehirde. Bu bir ölçü, bir tanımlama biçimi aslında; taksici girmiyorsa oralarda kol gezen uğursuz bir gölge, kötü bir rüya, tekinsiz bir sokak, ölçüsüz bir öfke var demektir. Yüzyüze gelmek istemeyeceğin insanlar, dokunmak istemeyeceğin hayatlar, yan yana yürümek istemeyeceğin nefretler. Öyle şeyler."

" Niyet karardıkça sözün rengi de kararır. Laf hangi ağızda duruyorsa onun kokusunu alıyor."

"Güzel günler çabuk geçer
  İçimiz hep bir hoşçakal ülkesi." Cahit Zarifoğlu

"Kişioğlu hikayecilikten kurtulamaz, kendi hikayeleri ve başkalarının hikayeleri arasında yaşar. Başına gelen her şeyi hikayeler içinden görür. Hayatını sanki anlatıyormuş gibi yaşamaya çalışır. Ama ya yaşamayı ya da anlatmayı seçmek gerek." Bulantı / J.P. Sartre

Kitap Tanıtımından:

“Ruhuma musallat olmuş o uçurumların kenarında yaşayabilmek için aylardır bıkmadan usanmadan çocukluğumun yüzlerini, sokaklarını, ağrılarını yazıyorum. Delirmişçesine, hafızamın kuytu, karanlık, ıssız yerlerine, çocukluğuma, ilk gençliğime, utançlarıma, kavgalarıma bakıyorum bir şeyler bulabilmek için. Ne arıyorum? Bu kadar öykünün içinde aradığım nedir? Bir kere de mutlu bitsin şu hikâyelerin sonu diyenlere ne cevap vereceğim?” Bir kere sevdiğinin yüzüne baksa ölecek âşıklar… Güzelliğini bir yara gibi taşıyan kadınlar… Gururundan ölenler, gidenler, tam söyleyecekken susanlar, yıkık krallıkların prensesleri… Tarık Tufan, Beni Onlara Verme’de bir semti, o semtin mahallelerini ve o mahallelere sıkışmış karakterlerin birbirinden ilginç hikâyelerini anlatıyor. Tarık Tufan’ın etkileyici ve akıcı dilinden kimi zaman karanlık, can yakan masalsı hikâyeler. Beni Onlara Verme cüretli ve içten bir meydan okuma.




4 yorum:

  1. Üzücü bir durum, umarım diğer kitaplarında bu yorumlara dikkat eder yazar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yani beğenenler de olmuştur tabi ama ben daha iyisinin olabileceğini düşünüyorum. çünkü diğer kitaplarından edindiğim tecrübeye dayanarak söyleyebilirim ki yazarın gözlem yeteneği ve ifade gücü kuvvetli...

      Sil
  2. hiç okumadım desem :( ama başlarsam bir gün bu kitabından olmayacak , senin yüzünden :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahahaha belki seversin ya çok büyük bir sorumluluk altına girdim şimdi:)
      Hayal Meyal'den başla sen canım o zaman;)

      Sil