8 Ekim 2014 Çarşamba

BİR PSİKİYATRİSTİN GİZLİ DEFTERİ- Gary Small, Gigi Vorgan




NTV Yayınları
336 sayfa
Çeviri: Duygu Akın


Üniversite sınavına girdikten sonra sıra tercih yapmaya gelmişti; şimdi nasıl bilmiyorum ama benim zamanımda önce puanlar açıklanıyor sonra tercih yapılıyordu. 50 kere sistem değiştiği için insan takip edemiyor, zamanında garipsediğim yaşlı teyzelere benzedim valla, "kaç puan aldın? iyi mi oluyor şimdi, en yüksek puan kaç?" gibi diyaloglara girer oldum.

Baştan sona tüm tercihlerim tıptı. El becerime göre ya cerrahiyi seçecektim ya da psikiyatriyi düşünecektim. Bir önceki postumda belirttiğim işletmeye nasıl geldik peki?:) Ertesi gün tercih formumu okula teslim edecektim ve o gece uyku tutmamıştı, küt diye bir ses duydum, sonrasında feryatlar figanlar...Meğer yan komşumuz camdan atlayarak intihara kalkışmış. İçim bi tuhaf oldu, korktum, doktor olsam hayatım hep böyle geçecek dedim, o zamana kadar bunu hiç mi düşünmedim? Düşündüğümü sanıyormuşum demek ki:) Hazır olduğumu hissediyordum, üstesinden gelirim diyordum ama somut bir olay gerekiyormuş sanırım... Ve bütün tercihlerimi sildim, saçma sapan bir liste yaptım. İşte hayatımın kırılma noktalarından biri...

Neyse efendim demem o ki ben bu kitabı ayrı bir ilgiyle okudum. İnsan beyninin sınırlarına (yoksa sınır tanımazlığı mı demeliydim) ilişkin örnekler beni çok şaşırttı. Fiziksel bir takım rahatsızlıkların zihinsel rahatsızlıklara da yol açtığını veya bunun tam tersinin de mümkün olduğunu okuyoruz. 

Kitapta en çok sağlık sistemlerinden etkilendim. Adamlar somut fiziksel bir rahatsızlıkta bile, herhangi bir şeyi atlamamak adına, hastanın bir de bir psikiyatrist tarafından muayene edilmesini istiyorlar. Doktorlar (dahiliyecisi, cerrahı, ortopedisti, psikiyatristi vs) ekip halinde çalışıyorlar. Hasta odaklı bir uygulama yani! 

Bir de ilaç tedavisine başlamadan önce konuşmaya, sorunun temeline inmeye, hastanın duygularını anlamaya yönelik çalışılıyor.

Keşke aile hekimliği uygulaması psikiyatri alanında da olsaydı...Psikiyatristler kafayı yiyecek duruma gelirdi ama en azından birbirimize karşı daha hoşgörülü olmayı becerebilirdik bence...



Kitap Tanıtımından:

Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin en gizemli, ilginç ve tuhaf hastalarını anlatmaya hazır.

Bu kitap bir psikiyatristin zihnine ve onun giderek gelişim gösteren mesleki yaşamına yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde arkasına da bir bakış… Kitabı okurken kendinizi, bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne düşünürken bulacaksınız.

Sıkça komik, kimi zaman trajik ve daima etkileyici Dr. Small, sizleri kariyeri içinde Boston'un kalabalık acil servis koridorlarından başlayıp ülke elitlerinin multimilyon dolarlık kayak localarına dek uzayan bir geziye çıkarıyor. Bu gezi sırasında birbirinden tuhaf gerçek karakterleri anlatırken, bir yandan da esrarengiz histerik körlükle, penisinin küçüldüğüne inanan bir adamla, gizli sürdürülen çifte hayatlarla ve ürkütücü derecede psikotik romantik arzularla baş ediyor. Akıl hocası kendi hastası olduğunda Dr. Small'un kariyeri ve kişisel hayatı tam bir döngüyü tamamlıyor ve Small'un kimsenin zihinsel araştırmanın ötesinde olmadığını anlamasını sağlıyor; kendisinin bile...


10 yorum:

  1. bu kitabı okudum , güzel fakat beklentilerimin altındaydı diye hatırlıyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. başlardaki bi kaç olay (biraz basit geldi) hariç diğerlerini sevdim ben:) özellikle sosyopat, oğluna yakın olmak için tıp kitapları alan kadın, elini fazlalık gibi gören ve ondan kurtulmak isteyen adam çok ilginç geldi bana..

      Sil
  2. Ben böyle kitapları çok severim.. buna da bakmıştım ama neden almadım onu hatırlamıyorum... ne önerirsiniz okuyalım mı??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de seviyorum ve bunu da sevdim:) 30 yıllık meslek hayatının başından başlayarak ilginç bulduğu vakaları yazmış doktor. baştaki bi kaç tane olay bana çok ilginç gelmedi ama sonrakileri beğendim. arada hastalıklar hakkında anlaşılır dilde açıklamalar da yapmış ve esprili bir dille yazmış, kolay okunuyor o yüzden. umarım siz de beğenirsiniz.

      Sil
    2. Benzer konuda benim favori yazarım Tahir Musa Ceylan'ın ''Bir zamanlar Bakırköy'' diye bir kitabı vardır... o da bir psikiyatrist ve kendi anılarından hareket edip bir roman yazmış.. çok sevmiştim ona da bir bakın... tabii birde Irwin Yalom'un kitapları var muhteşemdir...

      Sil
    3. hmmm tahir musa ceylan'ı duymamıştım, hemen not ettim teşekkürler:) oooyyyy Irvin Yalom'un Nietzsche Ağladığında kitabını okumuştum ve bayılmıştım!!! Tekrar tekrar okunacak kitaplardan... Yalom'dan Divan'ı okumayı düşünüyorum, var mı bir tavsiyeniz ?

      Sil
    4. Tahir Musa için bloguma bakabilirsiniz... Yalom'dan Nietzsche Ağladığında dahil toplam 4 kitap okudum.. en çok Divan'ı sevdim mükemmeldir... o yüzden çok iyi seçim yapmışsınız... Diğer ikisi (Bugünü Yaşama Arzusu ve Spinoza Problemi) biraz daha felsefi ama onlarda çok iyidir tavsiye ederim... bu aralar Yalom'dan yeni bir roman bekliyorum :)

      Sil
    5. :) teşekkürler tavsiyeler için:) yalom hep yazsın zaten!:)

      Sil
  3. Konusu hoşuma gitti.Denk gelirsek okuyalım.Tanıtım için teşekkürler

    YanıtlaSil