10 Ekim 2014 Cuma

MADAM BAMBU- Faik Baysal




Can Yayınları 
286 sayfa


Kitaplığımın başına geçtim hangi kitabı okusam diye...Madam Bambu'ya takıldı gözüm, 2 sene olmuş alalı (D&R'ın 5 TL'lik kampanyasından ismini beğenip almıştım), zahmet olacak ama bir okuyayım artık dedim ve ilk sayfayı çevirdim...Roman beni ilk cümleden itibaren aldı ve keyifle okudum.

Kahramanın bir bayan (Madam Bambu) falan olduğunu düşünmeyin, Madam Bambu yardımcı karakter, baştan sona her şeyi kahramanımız Senar Kul anlatıyor. 

Senar Kul 66 yaşında, hep keman virtüözü olmayı istemiş, belediye mezbahasından emekli bir veterinerdir. Karısını 15 yıl önce kaybetmiştir, bir daha da evlenmemiştir, ancak yalnızlıktan kaynaklanan bir bunalıma girmiştir ve gittiği psikiyatristler kendisine evlenmesini ve sakin bir yere tatile gitmesini telkin ederler. Senar Bey de tatile gitmeye karar verir, sahil kıyısında bir motele yerleşir, iyi mi eder kötü mü eder onu okuyunca göreceksiniz:)

Romanda günümüzde de geçerliliğini koruyan toplumsal, kültürel, politik eleştiriler mevcut...

Benzetmek doğru olur mu bilmem ama ben Madam Bambu'yu okurken Salinger tadı aldım. Hani Salinger'in Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabında sohbet ediyormuş gibi rahat bir anlatımı var ya, hah işte öyle bir anlatımı var Faik Baysal'ın da.

Madam Bambu (2001), Faik Baysal'ın son eseriymiş, yazar 2002'de vefat etmiş. Yazarın diğer eserlerini, özellikle 19 yaşındayken yazdığı, 1944 yılında yaklaşık 100 sayfasının sakıncalı bulunması nedeniyle sansürlenerek yayımlanan, sonradan atılan bölümlerinin de eklenmesiyle yeniden yayımlanarak (tam 50 yıl sonra 1994'te) Orhan Kemal Roman Ödülü'ne layık görülen Sarduvan adlı eserini merak ettim. Baskısı tükenmiş sanırım ama bir şekilde denk getirip okumalı...


"Bazı sözler çok basit görünüyordu ama yaşamın bütün felaketlerini içeriyorlardı.Anlatmak ve anlamak, bunlar insanı özetleyen iki fiildi. Biri aksadı mı öteki hemen topallıyordu."

"Geçmişin dünyasında dolaşmak iyi bir şey değil. Mezarlıkta dolaşmak gibi bir şey bu. Adım başında ölülerle karşılaşıyorsunuz. Ne denli çabalarsanız çabalayın hiç birini ayağa kaldıramıyorsunuz da."

"Şu acı dediğimiz şeyin yapısı pek bilinmiyordu. Elle tutulmuyordu, yıkıcı gücü çok yüksekti. Önce sinirleri felç ediyor, sonra suskunluğa ya da göz yaşına dönüşüyor, bazen de beynimizi yerinden oynatıyordu."

"Paranın ve şatafatın çok olduğu yerde bugüne kadar hangi namus barınabilmişti?"


Kitap Tanıtımından:
Madam Bambu, çağrıştırdığının tersine, bir kadının değil, yapayalnız kalmış bir yaşlı adamın romanı. Senar Kul, altmış yaşın üzerinde, Belediye Mezbahasından emekli bir veteriner hekimdir. Karısı ölünce, girdiği bunalımdan kendi çabalarıyla çıkamaz ve doktora başvurur. Doktor, yaşamında bir değişiklik yapmasını önerir; uzun bir tatil iyi gelecektir. Ama kesinlikle yalnızlıktan kurtulmalı, yeniden evlenmelidir. Karısından başka kadın tanımamış, mesleğini de hiç sevmemiş, sosyalist görüşlü, kadınları yalnızca cinsel bir nesne olarak görmüş Senar Kul’un işi kolay değildir. Küçük bir kıyı kasabasında tanıdığı iki genç kadın, Senar Kul’u ‘kadın’ konusunda yeniden düşünmeye zorlarken, kendisiyle bir hesaplaşmaya girmesine de neden olacaktır. Bu iki kadından biri, motelin işletmecisi Senem Hanım, bir de intihar eden babasının geçmişini araştıran genç, güzel Madam Bambu’dur.





6 yorum:

  1. Bu da ilginçmiş ama sanki kasvetli gibi geldi bana :)

    YanıtlaSil
  2. konusuna bakınca kasvetli geliyor ama o kadar da kasvetli değil, ince bir mizah var hatta:)

    YanıtlaSil
  3. Bilmediğimiz ne kadar çok yazar var keşfedilmeyi bekleyen. Bu tanıtımlar sayesinde öğreniyoruz işte :)
    Teşekkürler paylaşım için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu kadar kısıtlı zaman varken okunacak kitapların bu kadar çok olması büyük haksızlık!:)
      ne demek, ben teşekkür ederim yorumunuz için:))

      Sil
  4. aldım notumu , hımmm da dedim , dur bakalım alınır , okunur gibi geldi :D

    YanıtlaSil