1 Kasım 2016 Salı

ESİR SÖZLER KUYUSU - Sema Kaygusuz


84 sayfa
Doğan Kitap
Öykü
1. Baskı: Mayıs 2004
3. Baskı: Nisan 2013

 Sema Kaygusuz'u Sandık Lekesi kitabıyla tanımıştım ve çok beğenmiştim.

Sandık Lekesi, 2000 yılında Cevdet Kudret Edebiyat Ödülünü almış bir kitap. 

Gayet incelikle yazılmış 13 tane öykü vardı orada.

Bu kitapta da 13 hikaye var ancak bunlar yazarın gençlik dönemine ait hikayeler...

Bu durumu 'İlksöz'de de açıklamış zaten yazar. 

Neden yazdığını, yazmanın üzerindeki  etkisini, büyüdüğü dönemin ve ortamın yazılarını nasıl şekillendirdiğini, otosansür uyguladığı bu hikayeleri Esir Sözler Kuyusu'nda topladığını...

Cümle bozukluklarını düzeltmek dışında müdahale etmemiş yazar hikayelerine.

Başlardaki hikayeler lise ve üniversite dönemine ait ve bir parça acemilik seziliyor.

 Ama sonraki hikayeler gayet başarılı bence.

Altı Çizilenler :

"Güzelliği fazla övmemek gerek. Çok ayıp. Doğanın küçük bir rastlantısı deyip geçmeli. Olmuyor. İnsan büyüleyici bir şey gördüğünü sanıp yerinde dakikalarca duralıyorsa, o duralamanın yarattığı sessizliğin içinde küçük parçalara ayrışıveriyor... Kendini kapatıyorsun üstüne. Bir tek etinin uğultusu, bir de soluk... Tanrı'yla burun buruna durmak gibi. Sonra o tanrısallıktan azıcık sana geçmedi, diye için için bir hınç."

" Bazen öyle durumlar oluyor ki acı çeken herkes "zalimiyle" sözleşme yapıyor. Acıyı biraz olsun unutmak için..."

"Kişiyi yaşamda dimdik tutan en basit sözcükleri, yani o büyülü 'evet'i ve o soylu 'hayır'ı tam zamanında, tam yerinde kullanmayı beceremiyor muydu? Bu yüzden mi soluyordu akşama değin? Ya da kısacık bir kış gününü, ta annesinden, anneannesinden, büyükannesinden devraldığı kemikleşmiş zamanla birlikte mi taşıyordu sırtında? Daha doğar doğmaz, onun içine yaşlanmış bir korku mu sokuşturulmuştu yoksa?! Bir kadın olma korkusu..."

"Hep küçücük bir hatamın allanıp pullanarak gözüme sokulmasından korkutulmuşum. Ama geçmişten bir sesin kadife tınısı geliyor şimdi aklıma; kimdi, hatalarımın bile bana çok yakıştığını söyleyen? Annem mi?"

Kitap Tanıtımından:

"Yumurta büyüklüğünde olduğuna inandığım bir tutku taşıyorum göğsümde. Pelür bir zarla koruyabiliyorum onu. Şükürler olsun, koçbaşlarla saldıran soruların yıkıcı etkisine, onca narinliğine karşın dayanabiliyor. Yine de, tutkumu haznesinde dengeli bir biçimde taşıyabilmek için sürekli dik ve temkinli yürüyorum. Kaygımsa en az onun kadar büyük. Onu koruyan bir duam da var üstelik: Ey benim güzel Allah'ım! Yetkinlikten, okuruna güvenmeyen kör parmağım gözüne metinler yazmaktan beni koru. Bırak bir gözüm hep kapalı kalsın. Bundan sonra yazarken hiçbir şeyi aktarmak, kurmak, hesaplamak istemiyorum. Dileğim duyumsamak, yalnızca duyumsamak..."


4 yorum:

  1. Öykü kitaplarını sevmeme rağmen hep ikinci plana atıyorum. romanlar hep daha ağır basıyor benim için. :) Ama Esir Sözler Kuyusu iyi bir tercih olur gibi gözüküyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aslında ben de ağırlıkla roman okuyorum ama canımın öykü çektiği dönemler de oluyor:) Akıcı ve güzel bir öykü kitabı Esir Sözler Kuyusu... ama Sandık Lekesi daha güzel;)

      Sil
  2. Sema Kaygusuz hiç okumadım ama okumak istiyorum :))

    YanıtlaSil