19 Mayıs 2015 Salı

Londra Günlüğü:)



Sağsalim tek parça halinde vardık çok şükür!:) Ama şanıma yakışan bir şekilde buraya ulaştığımı da belirtmek isterim:) 


Aktarmalı uçuşlar beni hep tedirgin eder ama gel gör ki Ankara'dan da aktarmasız uçuş bulmak çok zordur! Nitekim Londra uçağımız da İstanbul aktarmalıydı. İstanbul uçağı rötar yapınca Londra uçağına bildiğiniz koşarak yetiştim! Bu arada Allah, İstanbul uçağında karşıma bir melek çıkardı ve sağolsun eşime ulaşıncaya kadar Bilge Hanım yardımlarını benden esirgemedi! Kızın elinden o tuttu, ben küçüğü kucakladım, bi yandan da bebek arabasını sürerek koştuk Londra uçağına. Koltuklarımız farklı yerlerdeydi ama sağolsun Bilge Hanım "2 çocukla zor olur beraber oturalım, belki faydam olur" diyerek birlikte oturmamızı teklif etti. Allah'ım doğru mu duyuyorum dedim, çok duygulandım gerçekten! Allah'tan uçak da dolu değildi ve biz geçtik arka tarafa. 

Önümde de 25 yaşlarında bir İngiliz delikanlı oturmakta, yanında da kimse yok yayılmış üç koltuğa da, ayaklarını uzatmış falan. E tabi benim bebelerden rahatsız oldu kendileri. Hiç güzel, nazik bir ikaz olmadan bir hışım döndü, gözlerini belerterekten yüksek bir volumde çocuklardan rahatsız olduğunu ifade etti! 


Hayır öncesinde nazik bir şekilde uyarırsın eğer yine tekrarlanırsa sesini yükseltebilirsin ona eyvallah! Neye uğradığımı şaşırdım, gerçekten farkında da değildim çevremize rahatsızlık verdiğimizin. Neyse alarm durumuna geçtim, kızı milim oynasa uyardım ama oğlan henüz laftan anlayacak yaşta değil malum, e daracık ortam sıkıldı haliyle o 4 saat var yaaa nasıl ter attım onu oyalamak adına anlatamam! Saatler geçmek bilmedi. Sonra bizim "rahatsız" gene döndü gene uyardı falan. Hadi öncesinde farkında değildim ama bu sefer teyakkuz halinde olduğumdan ortada gerçekten hiç bir şey yokken bizimkinin dellendiğini farkettim. Elimi belime atasım geldi ama nezaketimi bozmadım tabi! Beddua etmeyi de sevmediğimden Allah'a havale ettim kendisini!

Uçak indi, toparlanıyorum, kız kitabım diye tutturdu. "Kızım nerden bulayım şimdi kitabını, koltuk değiştirdik, eski yerimizde kalmıştır, orda da yoksa da yapacak bir şeyim yok, giderse gitsin aaaa çıkalım artık şurdan!" diyerekten onu susturdum, (kitabı da bulamadık bu arada) inmek için koridorda sıra beklerken benim veletler öndeki "rahatsız"a dokundukları, sürtündükleri anda bizimkinin kulaklarından duman çıkmaya başladığını farkettim, "inadına mı yapıyosunuz siz, ben sakındıkça adamın dibine giriyosunuz!" diyip çekiştirdim bebeleri.

Neyse indik, valizleri almaya geçeceğiz, kızım uçakta verilen oyuncak ayılardan birini düşürmüş, onu farkettik. "Yavrum napalım dönüşte verirlerse bir daha, onu düşürmeyiz inşallah" dedim, geri dönecek halim yok ya! Bu arada da içimden "döküle döküle gidiyoruz hadi bakalım hayırlısı" diyorum.

Geldik valizlerin döndüğü standın başınaaaa....Önce benim küçük valiz geldi, onu aldım. Sonra uzaktan büyük valizi görür gibi oldum ama boydan boya kırmızı bantla kaplanmış valiz! "Yok canım bu benim değil, ben böyle bantlamadım ki" dedim ama tedirgin oldum. "Ama benimkine de çok benziyor" diye yaklaştım valize ki benimmiş! Valiz sen patla, saçıl falan, adamlar toplamışlar, açık kalan bir tarafına da tutanağı sıkıştırmışlar! Neyse dedim moral bozmak yok, özel bagajdan gelecek bebek taşıma sırt çantasını almaya gidelim. 


Özel bagajların geldiği stand ayrı, bebek arabaları gelir, benim çanta gelmez bir türlü! Bagaj sorunlarıyla ilgili kısma nerede benim bagaj diye sorduk. Ve bilin bakalım nooolmuş?:) İstanbul'da kaybolmuş!:) Güler misin ağlar mısın?! Form doldurduk ettik falan, uçak indi 18:30 da biz havaalanından çıktık sekize doğru!

Hayır ben neyse de benimle beraber Bilge Hanım da bekledi, ona üzüldüm!:( Allah bin kere ondan razı olsun! Yıllar sonra da ne zaman hatırlasam hayır duamı ederim artık!

Çanta, ertesi akşam 23:30 da eve kargoyla geldi, o saatte de kargo oluyo muymuş şaşırdım doğrusu! Uyuyacak olsak ne olacaktı o da ayrı mesele?!

Patlayan valiz için de THY'yi aradık, değişim, tamir veya para iadesi yapacaklar.

Burada ne yaptığımıza gelince... Evin yakınında çok güzel bir park var, çocukları oraya götürüyorum. İlk gün gittiğimizde kızım bir hayli şaşırdı!:) E haliyle herkes ingilizce konuşuyor, kızımın ilk tepkisi şöyleydi: " Herkes ingilizceyi öğrenmiş, bi biz öğrenemedik!":)))

Ayrıca dil niye bu kadar nankör olmak zorunda! Çok paslanmışım çok! Ayrıca İngilizleri anlamak için de ekstra çaba sarf etmem gerekiyor! Her zaman da anlayamıyorum malesef!:( Misal; geçenlerde parkta 3 yaşlarında bir çocuk tırmanmış demirlere geri de inemiyor. "Mommy" diye ağlayıp duruyor sabi, anası da gelmedi bi türlü.  Baktım olmayacak sevabına indireyim bari çocuğu dedim. Yakınındaki bir kadın da "her mommy" diye başladı hızlı hızlı ve yuvarlayaraktan konuşmaya. "Yoo yoo annesi değilim" dedim. "Yok" dedi gene başladı "her mommy" diye konuşmaya.  "İngilizcem çok iyi değil, sorry"dedim. "Önemli değil" dedi kadın ama hevesi kaçtı. Artık "anası gelirse seni yolar" mı demek istedi, "anası da bunu bıraktı buraya gitti" mi demek istedi bilemedim:\ Az yavaş konuşsaydı iki lafın belini kıracaktık ama kısmet değilmiş:)

Pratik yapmak şart diyerekten ben de yakındaki bir kilisenin oyun grubuna gitmeye karar verdim! Hem biraz benim bebeler haşır neşir olur ingilizceyle hem de ben pratik yapma imkanı bulurum kısmetse dedim ama ne mümkün! Ben bebelerin peşinde koşmaktan kimseyle konuşamadım ki:( Millet saldı çocuğunu sohbete daldı. Benimkiler beni bir oraya çekeler bir buraya çekeler; küçüğün ara ara nükseden saç çekme huyu nedeniyle zaten gözümü ayıramadım ondan; kız bu sefer kıskanır benimle hiç ilgilenmiyorsun gel beraber oynayalım diye. Boşuna mı geldik evladım biz buraya, hani siz çocuklarla kaynaşacaktınız?! Doğrusu bebelerle ben bayaa bir kaynaştım 1,5 saat boyunca! Velhasıl kelam bu oyun grubu hiç amaca hizmet etmedi:(
 Başka bir çözüm bulmalı! 










13 yorum:

  1. Ay ben okurken nefesim kesildi siz nasıl geçirdiniz kim bilir :) ama gerçekten çok çok tebrik ediyorum müthiş becerikli görünüyorsunuz inşallah hep öyle olur :) ve haklısınız İngilizleri anlamak çok zor tamamen bilmediğiniz bir dil gibi geliyor başlangıçta... kolay gelsin fırsat bulduğunuzda yazmaya devam edin öykü olarak zevkle okuyorum... sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iş başa düşünce bir şekilde kotarılıyor sanırım yoksa becerikli olduğumdan falan değildir:)
      ya evet bazen ingilizce konuştuklarından şüphe ediyorum:)) teşekkür ederim zevkle okumanıza sevindim:) sevgiler:)

      Sil
  2. Kızınıza çok güldüm :D Bilge Hanıma ben de teşekkür edeyim öyle tatlı insanlar bulunmuyor kolay kolay.. Ve denk geldiğiniz İngiliz çok enteresan ben hiç öylesine denk gelmedim kesin melezdir o :D Tadını çıkarın çok kıskanıyorum sizi sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya Bilge Hanım gerçek ötesiydi, melekti resmen!:) o olmasa napardım bilmiyorum!
      bilemedim valla:) ingilizler soğuk diye bilinir ama bu soğuktan da öte resmen agresifti!
      umarım sizin de bir gün gene yolunuz düşer buralara:) sevgiler:)

      Sil
  3. Başınıza gelebilecek bütün felaketleri yaşamışsınız çok olaylı bir uçuş olmuş :) Umarım orada çok güzel geçer günleriniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öyle oldu azcık:) ben de öyle umuyorum, çok teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  4. okurken nasıl gerilmişsem :D neyse canım sağ salim varmışsınız ya , pratik te yaparsınız inş , çözülür çabucak :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. en son bagajın da kaybolduğunu öğrenmemle daha da mı gerilsem yoksa koyversem mi kahkahayı diye müthiş bir ikilem yaşadım:) hatta bi ara pis pis sırıtıyodum form doldururken "kaybolmuş" diyerekten:) ama var yaaaaa o gecede bi uyudum ki, külçe misali! :)
      umarım:))

      Sil
  5. ay süper süper bayıldım film gibi yaaa. bu yazını bloguma koycam :) du kaçırmışım neden gittiniz londraya. iş mi. kilise de iyi yapmışın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öyle oldu valla yaa!:) genelde enteresan tipleri, olayları çekerim, antremanlıyım o açıdan ama bu kadar üst üstesi ilk defa oluyor sanırım:))
      şeref duyarım efendim:)
      eşim dil eğitimine geldi, ben de aylıksız izne ayrıldım, okulu da dondurdum geldim:)

      Sil
  6. çocuk onlar çocuk bu kafada insanlar niye doğar ki niye gelir yani dünyaya milleti rahatsız etmeyen çocuğa çocuk demem ben..
    mesela metroda uslu uslu oturan çocuk görsem ... hasta mı diye soruyorum sızlanıcak hareketli olacak cıvıl cıvıl olacak bir çocuk

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çocukla seyehat zor ya ...

      Sil
    2. hemi de nasıl! büyüğü kaş göz yardımıyla zaptediyorum ama küçük üzerinde o yeteneğimi henüz geliştiremedim!:)

      Sil