22 Eylül 2015 Salı

HANIMLARIN DİKKATİNE- Seray Şahiner





218 sayfa
Can Yayınları
2. basım: Ocak 2013

Seray Şahiner'in Gelin Başı adlı kitabını zevkle okumuştum daha önce:) Gündem nedeniyle kitap okumam bir hayli sekteye uğramıştı malum. Şöyle eğlenebileceğim bir şeyler okusam diye düşünürken Seray Şahiner geldi aklıma. Resmen ihtiyaç duydum kalemine! En kötü durumları bile esprili bir dille anlatma yeteneği var yazarın! Tek sorun elimde diğer kitaplarının olmamasıyla tabi:) Ama hızlı ulaşan internet siparişleri her derde deva valla:)


 Ceylan Yürüyüşü,
Fesleğen,
Promosyon Kuralları Etiketin Arkasındadır,
Ev Hali,
Bikini Bölgesi,
Dumansız Hava Sahası,
Pencere Kenarı,
Pamuk Prenses ve Avcı,
Kısa Metraj Rüyalar Limited Şirketi

olmak üzere 9 öykü var kitapta. Öyküler hep aldatılan, sevgilileri tarafından aranmayı bekleyen kadınlara dair...Seray Şahiner'in gözlem yeteneğine hayranım! Küçücük bir detaydan yola çıkarak harikalar yaratıyor bence!

Gelin Başı'yla kıyaslarsam... Gelin Başı'nda birbirinden bağımsız öyküler, kahramanlar yer almaktaydı, burda ise 7 öykü birbiriyle bağlantılı...Aynı gelgitleri, aynı saplantıları okusanız da kitap çok sağlam ilerliyor!

Çok eğlenerek, yeri geldi kahkahalar atarak okudum bu kitabını da Şahiner'in:)

Hanımların Dikkatine, 2012 Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü de almış. Dikkatinize efendim;)


Altı Çizilenler:

 "Ne kadersiz çiçek bu fesleğen, kadersizliği, kolay ele gelir olmasından, strateji bilmez, hemen sevdirir kendini, okşarsın, elinde kokusu kalır; kendini öyle kolay verir ele verir ki, geri dönüp tekrar okşama ihtiyacı duymaz kimse. Elindeki kokusu 5 dakikaya geçmiş olur. Kimse sevgilisine fesleğen yollamaz, dikeni ele batacak bir gül ya da bir aranjman gönderir. Düğünlere hatta cenazelere bile gösterişli çelenkler yollanır. Fesleğen kaderini bilir; ilk okşanmada yitirecektir büyüsünü. Ha gayret şansını dener gene de; güneş gördüğü anda açıverir minik çiçeklerini; her şeyini bir anda göstermenin akıbetindeki çıplaklığı yaşar sonunda. Artık sunabileceği bir şey kalmamıştır. Soluverir. Gene de naza çekmez, başına geleceği bile bile okşatır kendini. Şefkat ihtiyacı, kapris yapma lüksünü götürüyor bazen."

 "Elif'e göre; zulüm gören, merhamet öğrenmeliydi, ama öyle olmuyordu, zulüm gören gördüğünü uyguluyordu."

"... duygu sömürüsüne pabuç bırakacak kadın değildi Ayşe... Vicdanlı olmayı acize  acıyarak değil zalime kızarak öğrenmişti."

 "İzleyenleri kola içmenin islam'ın 6 şartı olduğuna inandırmaya niyetli gibi görünen reklamcılar, belli ki "vallahi öyle, getirin Kur'an'a el basalım" demekten kendilerini zor alıkoymuştu. ... Oruç tuttuklarından, bütün gün hem aç hem susuz kalan bu reklam kişilerinin, dinen susuzluklarını gidermeleri serbest olduğu saatte akıllarına gelen ilk şey su değil kola içmekti. Herhalde orucu coca cola ile açmak farz, hiç değilse sünnetti. Çöle düşseler kumların içinde "su su" diye değil "kola kola" diye inleyeceklerini tahmin etmenin hiç de zor olmadığı bu insanların kurdukları sofralardaki tüm bardaklar, şirketin ramazan ayı boyunca 3 kapak toplayanlara hediye ettiği kola amblemli bardaklardı. Bunlar, ramazan boyunca kola içip bardak toplayan kişilerdi. Ramazan sonunda sahip oldukları her kırk bardaktan birini bir fakire zekat olarak verip bir dini vecibelerini daha yerine getireceklerdi."

"Televizyona baktı; belli ki insanın uyurken bile kolayca takip edebilmesi gözetilerek yazılmış, izlenmeye 120'nci bölümden başlansa bile tüm konuya hemen hakim olunabilecek basitlikteki dizi, reklam arası vermişti."

Kitap Tanıtımından:

Genç öykücü Seray Şahiner, çarpıcı gözlemleri, yaratıcı ve canlı diliyle okurlarımızın severek okuduğu bir yazar.

"Bir adamı onun hem annesi, hem sevgilisi, hem metresi, hem en yakın arkadaşı, hem kızı, hem de inşallah karısı olabileceğine inandırmak; işte asıl kadınlık buydu Ayşe'ye göre. Mehmet'i başka kadınlarla yatmaktan alıkoymak biyolojik bir meseleydi, ama onu hayatında başrol oynayacak başka kadınlardan vazgeçirmek, bir kampanya gerektirirdi." Gelin Başı adlı kitabıyla okurlardan ve edebiyat dünyasından büyük övgüler alan Seray Şahiner'den yeni öyküler... Hanımların Dikkatine'de aynı günde geçen dokuz öykü yer alıyor. Filmlerden öğrenilen aşk, masallardan kurgulanan gelecek; reklam kampanyalarının sunduğu ilişki modelleri, pozitif düşünce kitaplarının aktardığı iyimserlik; sağlık formlarının sorguladığı cinsellik; banka müşteri hizmetlerinin belirlediği "memnuniyet" kriterleri, GSM operatörlerinin modellediği "iletişim"den kotardıklarıyla kendilerine bir hayat biçmeye çalışan kadınlar... Tüm sesleri, tüm renkleriyle; içeriden ve dışarıdan.

2 yorum:

  1. "Elif'e göre; zulüm gören, merhamet öğrenmeliydi, ama öyle olmuyordu, zulüm gören gördüğünü uyguluyordu."" Mükemmeldi beni benden aldı bu satır! Şimdi bu kitabı okumam lazım! O ayraçın kuzenleri bende biliyor musun? :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaaa o cümleyi okuduğumda bi durdum zaten, ara verdim okumaya...çok çarpıcı bir ifade! gerçekten de beklenen, zulüm görenin merhamet göstermesi yönünde ama fiiliyatta tam tersi oluyor malesef! "ben çektim başkaları da çeksin" mantığı her alanda hakim:(

      antabus'u da aldım bununla birlikte:) ard arda aynı yazar okumuyorum genelde ama nolur nolmaz canım çeker, krize girerim mazallah dedim ve aldım:)

      kuzenler emin ellerde;)

      Sil