6 Aralık 2017 Çarşamba

HAYRİYE HANIM'I KİM ÇALDI - Figen Şakacı


172 sayfa
İletişim Yayınları
Roman

Bitirgen ile çocukluğuna, Pala Hayriye ile gençliğine ve orta yaşlarına şahit olduğumuz Hayriye artık yaşlı bir kadındır...

Amerika'da yaşayan yakın arkadaşı Rüya, Hayriye'den haber alamayınca merak eder ve İstanbul'a, Hayriye'yi görmeye gelir.

Ama çaldığı kapının arkasında Hayriye yoktur. Üst komşudan evin anahtarını alır ve Hayriye'yi beklemeye, bekleyiş uzun sürünce de onun evinde yaşamaya başlar.

Rüya, bu süreçte karşılaştığı insanlardan başka başka Hayriye'leri dinler. Farklı yönlerini keşfeder Hayriye'nin ve bir bakıma da kendinin...

Hayriye'nin çalışma odasında bıraktığı notları ve denemeleri de bambaşka bir boyut katar olaya...

Figen Şakacı'nın dilini, anlatımını çok seviyorum. Üçlemenin merakla beklediğim son kitabının kapağını hüzünle kapadım...

Ahhhh Hayriye Hanım... Seni çok özleyeceğim...


Altı Çizilenler:

"Azar azar azalan zaman. Adına yaşlılık dedikleri yavaşlık aksayan sakatlayan eğri büğrü bir hal. Yere doğru,  öne doğru, gittikçe toprağa doğru kapanan, büyüdükçe küçülmeyi, buruşmayı, titremeyi, üşümeyi, elde tutamamayı, önündekini görememeyi, unutmayı, unutturmayı sinsice belleten beden..."

"Annemin kocamak dediği eşiğe adımımı atmış bulunuyorum hepi topu. İnsan yaşlanmak der be kadın, kocamak ne ya; insanın bütün ömrünü başına kakmak, yaşadığına pişman etmek ister gibi."

"Ömür dediğim ukdeler demeti, hayat ha babam buyuran bir muktedir."

"Ömür yazgının izini sürmekmiş, yaşamaksa bir yaştan sonra kendini oyalamak..."

"Faşizmi kötülükle eş tuttuk biz. Halbuki niyetini densizce başa kakan, boşluğuna yumruk gibi oturtan her iyilik de faşist bir eylemdir."

"Biliyordum kahır bile sizin oralarındı, biz buralarda hüzünle oyalanıyor, kendimize gündelik dertler uyduruyorduk."

Kitap Tanıtımından :

Azar azar azalan zaman. Adına yaşlılık dedikleri yavaşlık… Aksayan, sakatlayan, eğri büğrü bir hal. Yere doğru, öne doğru, gittikçe toprağa doğru kapanan, büyüdükçe küçülmeyi, buruşmayı, titremeyi, üşümeyi, elde tutamamayı, önündekini görememeyi, unutmayı, unutturmayı sinsice belleten beden…
Sana ne oldu, sana ne oldu, hadi çık sokağa aldırma diyordun ne oldu diye durmadan başına kakan, yıldıran...
Şimdi kimim ben diye soran, susan, susan, sustuğuna suçlanan aynalar…
Usul usul çoğalan hüzün. Hayriye’yi arayan Rüya. Yüzleşmeler, eksik kalan mevsimler, pencere önündeki koltuk, yangınlar, çaresiz kaynaşmalar… Kısacık aşkları şehrin.
Figen Şakacı, Bitirgen’le başlayan Pala Hayriye ile süren üçlemesini Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı? ile tamamlıyor. Bir ömrü anlatıyor, bir kadının varlığını, yokluğunu, izlerini, cümlelerini, gürültüsünü…
Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı? Aşkların, yenilgilerin, solgunluğun, neşeli ve dirençli kahkahanın romanı…


5 yorum:

  1. Üçüncü kitabın çıktığını duymuştum ama bir türlü henüz elim ermedi almaya... Şimdi seni okuyunca çabuk olmam gerekiyor galiba, oldukça meraklandım çünkü :)

    YanıtlaSil
  2. Bir incelemek lazım, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  3. isimler efsane yalnız :) baya merak ettim bu seriyi, ama bu kadar uzun zaman okuyunca kitaplar bittiğinde bi ayrılık acısı çöker üstüme biliyorum :)

    YanıtlaSil
  4. Yanıtlar
    1. Diğer yorumu eksik yazmıştım sildim :) Sayende tanıdığım harika bir kitaptı Bitirgen. Ne kadar teşekkür etsem az sana. Devam kitaplarını da en yakın zamanda okumak istiyorum. İyi ki varsın :)

      Sil