6 Ekim 2015 Salı

MİRAMAR - Necib Mahfuz


175 sayfa
Kırmızı Kedi Yayınları
Çeviri: Suat Ertüzün

Necib Mahfuz'un bende ayrı bir yeri vardır. Yazarın Kahire Üçlemesini ( Saray Gezisi, Şeker Sokağı, Şevk Sarayı) ve Aşk Zamanı'nı okumuştum daha önce.

Bu kitabına da hayattan şöyle bir kopayım, beni alsın götürsün diyerek başladım. Yine bildiğimiz Necip Mahfuz tarzı, yine dönemin toplumsal ve siyasal değerlendirmesi çok güzel yapılmakta  ama konusundan mıdır bilmem beni çok kendine çekemedi Miramar.

Olaylar İskenderiye'de, Miramar adlı eski bir pansiyonda geçmekte.

Miramar otelin sahibi, bir dönem gayet gösterişli, hareketli bir hayat yaşamış ancak artık yaşlanmış olan Rum asıllı Mariana'dır.  Mariana, pansiyonun temizliği, alışveriş gibi konularda kendisine yardımcı olması için köyünden kaçan genç ve güzel Zühre'yi işe alır.

Ve pansiyon sakinleri...

Emir Vecdi, Hüsnü Allam, Mansur Bahi, Serhan el Beheri

Pansiyona geliş hikayeleri,  onları pansiyona atan nedenler her bir kahramanın ağzından ayrı ayrı anlatılmakta. Yalnız bazı kahramanların geçmiş hayatlarına ilişkin yapılan geri dönüşleri kavramakta biraz sıkıntı yaşadım açıkçası. Bu da okumamı biraz yavaşlattı, kitaba bağlanmamı zorlaştırdı. 

 Bence, Necip Mahfuz okumaya başlamak için iyi bir tercih değil Miramar.

Altı Çizilenler:

"Sana neyin iyi gelmediğini öğrendiysen, bunu neyin sana iyi geleceğini anlamanın bir tür yolu olarak da düşünebilirsin."

Kitap Tanıtımından:

Nobel Ödüllü yazar Necib Mahfuz'un en bilinen ve sevilen romanlarından Miramar, farklı ekonomik ve politik görüşlere sahip bir grup insanın yaşamları ve ilişkileri üzerinden 1960'lı yılların Mısır'ını çarpıcı bir şekilde anlatıyor. 
Her biri farklı sebepler yüzünden sürgün hayatına mahkûm altı karakter, İskenderiye'de, eski görkemini yitirmiş Miramar Pansiyon'da bir araya gelirler. Hikâyenin ana kahramanı, köyünden kaçıp pansiyona sığınan ve okuma yazma öğrenip kendisini özgürleştirmeye kararlı bir genç kadın olan Zühre'dir. Pansiyon sakinlerinin ayrı ayrı onunla kurdukları ilişki dönemin sosyal ve siyasi gerçeklerini yansıtır. Miramar, çeşitlilikle çatışmanın iç içe geçtiği büyük bir ev, bir ülke metaforu olarak akıllarda yer edecek, güçlü bir roman. 


Tüm saygın romanlar gibi, Miramar gazetelerdeki binlerce yazının ya da televizyondaki belgesellerin yapamadığını başararak bize bir ulusun psikolojisini yakından tanıma ayrıcalığını bahşediyor. 
John Fowles

4 yorum:

  1. Altı çizilen sözü tuttum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de:) daraldığında, bunaldığında şöyle bir silkinmeye yardımcı olabilecek nitelikte!:)

      Sil
  2. mahfuz'un sadece bir kitabını okudum , daha çok kitabını okumalıyım karar vermek için sanırım , tavsiyene uyarak bu kitabıyla devam etmeyeceğim ama :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya güzel kitap ama diğerleri kadar güzel değil bence:)

      Sil