13 Kasım 2015 Cuma

DÖVÜŞ KULÜBÜ - Chuck Palahniuk


215 sayfa
Ayrıntı Yayınları
10. Basım: 2012
Çeviri: Elif Özsayar

Yıllar önce Dövüş Kulübü'nün filmini izlemiştim, konunun ana hatlarını hatırlamama rağmen ayrıntılar yoktu tabi:)

Yeraltı edebiyatına dair bir eser okumuşluğum da olmadığından efsane filmin, efsane kitabıyla başlayayım o vakit dedim:)

Kahramanımız, işi gereği sürekli seyahat eden, iyi bir geliri, güzel bir evi ve kaliteli eşyaları olan, kısacası dışarıdan bakıldığında mükemmel bir hayata sahip olduğu düşünülen bir adamdır. Ancak tabi ki hiç bir şey göründüğü gibi değildir.  Esasında hayatını fazlasıyla tamamlanmış ve mükemmel bulmakta; aşırı derecede uykusuzluk çektiğinden, rahatlamak ve sonrasında rahat bir uyku çekmek adına ölümcül hastalığa sahip insanların katıldığı dayanışma gruplarına gitmektedir.

Bir gün, bu dayanışma gruplarından birinde, ilk andan itibaren kendisinden hoşlanmadığı Marla'yla tanışır ve uykusuzluğu yeniden başlar.

Bir seyahatte de hayatını tamamen değiştirecek olan Tyler Durden'la tanışır. Kaygılardan, korkulardan ve mükemmellikten sıyrılmanın; yeniden doğmanın bir yolu olarak önce dibe batmaları gerekmektedir ve böylece dövüş kulübü doğar.

 Tüketim toplumunun mükemmel bir eleştirisi Dövüş Kulübü!

" Kaç kuşaktır insanlar nefret ettikleri işlerde çalışıyorlar; neden? Gerçekte ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alabilmek için."

Bu tespitle, gerçekler, bir tokat gibi çarpılıyor yüzümüze...

Sistemin yarattığı "ihtiyaçlar" ve sistemin çarklarının dönmesini sağlayan insancıklar...

Tükettikçe var olduğunu, sınıf atladığını zanneden, daha çok tüketme ve daha doyumsuz olma eğiliminde olan insanların bir zaman sonra artık kendilerine yabancılaşma hali...

Tyler'in vücut yağlarından yaptığı ve kalıbını 20 dolara sattığı sabunları da mükemmel bir ironi olmuş bu bağlamda!

Ben Dövüş Kulübü'nü çok beğendim ve yeraltı edebiyatını da sevdim!:) Var mıdır bir tavsiyeniz, hangi eserle devam edeyim yeraltı edebiyatına?;)


Altı Çizilenler: 

"Eskiden hayatı anlamsızmış çünkü elinde hayatı karşılaştıracağı bir şey yokmuş. Ama şimdi ölüm varmış;  ölüm, kayıp ve acı. Gözyaşları, titremeler, dehşet ve pişmanlık. Şimdi, hepimizi bekleyen sonu bildiği için, hayatının her anını hissedebiliyormuş."

" Ömrünüz boyunca hiç dövüşmemişseniz içinizde bir merak olur. Acı duymanın nasıl bir şey olduğunu,  başka bir adam karşısında neler başarabileceğimizi merak edersiniz."

"O sıralarda hayatım aşırı tamamlanmış görünüyordu. Belki de kendimizi daha iyi bir şey dönüştürmek için her şeyi kırıp dökmemiz gerekiyor."

"Bazen bir şey yapar ve belanızı bulursunuz. Bazen de yapmadığınız şeyler size belanızı buldurur."

"Tyler Durden'a göre biz Tanrı'nın ortanca çocuklarıyız. Tarihte özel bir yeri olmayan, özel ilgi görmeyen kimseleriz. Tanrı'nın ilgisini çekemediğimiz sürece ne lanetlenme umudumuz olabilir ne de kurtuluş umudumuz. Hangisi daha kötü, cehennem mi, hiçlik mi?"

" Her birinizin kutsal, eşsiz bir kar tanesi olduğunu anlayamadın mı? Eşi bulunmaz eşsizlikte, eşsizin de eşsizi bir kar tanesi olduğunu göremedin mi?"

" Bizim kuşağımız büyük bir savaş görmedi, büyük bir buhran yaşamadı; ama bizim de bir savaşımız var. Büyük bir ruhani savaş bu. Kültüre karşı büyük bir devrim hazırlıyoruz. Büyük buhran bizim hayatlarımız. Biz ruhani bir buhran geçiriyoruz."

"Onları köleleştirerek bu insanlara özgürlüğü ne demek olduğunu göstermek zorundayız. Onları korkutarak, cesaretin ne olduğunu göstermek zorundayız."
   
Kitap Tanıtımından:

İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke. 
  İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni binyılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç adam. Ama aynı dayanışma gruplarının bir başka müdavimi, toplum kaçkını bir genç kadın. Ve Tyler Durden; yalanlar ve mutsuzlukla dolu bir dünyaya kendi yöntemleriyle saldıran yarı çılgın bir kurtarıcı, baştan çıkarıcı bir intikam meleği. Tyler'ın felsefesine göre, tüketim kültürünün uyuşturucu etkisinden kurtulmanın yolu, fiziksel acıyla tanışarak yeniden doğmaktır. Çok geçmeden, gecenin geç saatlerinde bar bodrumlarında toplanan gizli bir dövüş kulübü ülkenin dört yanını saracaktır. Ama Tyler'ın dünyasında sınırlara ve kurallara yer yoktur. Kendi bedenini örseleyen bir müritler ordusu, toplum düzenini ve konformizmi imha etmek üzere Tyler'ın peşine takılır...

Chuck Palahniuk'un ilk romanı, tüketim kültürüne, hırs ve üstünlük duygusuna, güzellik idealine ve iş dünyasına zehir zemberek bir eleştiri yöneltiyor. Palahniuk, karanlık bir mizahla desteklediği güçlü ve çarpıcı üslubuyla, yaşadığımız dünyanın çirkin suretine ayna tutuyor. Son on yılın en özgün, en sarsıcı romanları arasında sayılan Dövüş Kulübü'nü Türkçeye kazandırmaktan sevinç duyuyoruz.

24 yorum:

  1. Birileri filmini sonuna kadar anlattigi icin kitaba da filme de yanasmadim ama yazin kitabi o kadar okunasi yapmis ki 'acaba okusam mi?' diye sorguladim kendimi.. yine de once sana soralim :-) acaba okusam mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) ben de esasında filmini izlediğim veya sonu hakkında bir şeyler duyduğum bir eseri şevkle okuyamıyorum. genelde de önce kitabı okur sonra filmi izlerim. filmi önce izlemişsem kitabı olduğunu bilmediğimdendir:) Dövüş Kulubünü de bayaaa önce izlemiştim. sonu hakkında ya da can alıcı kısım hakkında bir fikrim olmasaydı tabi ki daha bir heyecanla okuyacaktım, sonunda duvara toslamış gibi olacaktım, "vaaaayyyy beeeeee" diye evde dolanıp duracaktım ama şu haliyle bile beni etkilemeyi başardı!:)
      ben de o birileri yüzünden altıncı hissi izleyemedim:/ ne anlarlar sanki söyleyince başları göğe eriyor! neyse konuyu fazla dağıtmadan diyorum ki bak hazır filmi de izlememişsin bence gel sen bu caaaaanım kitabı oku:)

      Sil
    2. Aslinda pek takilmam boyle seylere.. arkadasim da o huyumu bildigi icin sinirsizca anlatti.. ama sen farkli ve daha merak uyandirici bir bakis getirmissin hikayeye.. belki o yuzden simdi okuyasim gelmistir :-)

      Sil
    3. hmmm o zaman arkadaşın günahını boşuna aldım:)) aa teşekkür ederim böyle düşündüğün için :) okuyunca hayal kırıklığına uğramazsın umarım:)

      Sil
  2. filmi müthiş, defalarca seyrettim. kitabını da aslında yıllardır merak ederim ama okuyamadım henüz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne zamandır filmi bir kez daha izlemek istiyordum ama kitabı okumayı bekledim hep:) artık gönül rahatlığıyla izleyebilirim:) okunacak o kadar çok kitap var ki...insan önlere hangisini alacağını şaşırıyor gerçekten!:)

      Sil
  3. bu palakniuk yeraltı edebiyatı ivit. sevmişsin. bunların babası, william burruoghs. onu oku o zaman :) charles bukowski, jack kerouac, ingmar ambrojsen. bunlar bazı iyi örnekleri :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. not ediyorum hemen deepcim;) çok teşekkür ederim tavsiyeler için;)

      Sil
  4. "yeraltı edebiyatı" serisinden az kitap kalmıştır okunmadık.. chuck p. zaten adamım! (adıyla bile hitap edebilecek kadar yani :P)
    Suçluluk Kitabı- kym lloyd tavsiyemdir. mutlaka okunmalı, mutlaka..
    işkence bahçesi-octave mirbeau da güzeldir
    uyku- Annelies Verbeke
    Chuck P. kitaplarından favorim "gösteri peygamberi", "ninni", "günce","görünmeyen canavarlar", "pigme", "anlat bakalım" (güzellik sırasına göre)
    "tekinsiz" kitabına hamileyken başladım, bayılacak gibi oldum, midem bulandı ve bıraktım :)
    dövük klübünün 2. çizgi roman olarak çıkıyor. şimdiye kadar ilk 5 i çıktı. keşke kitabını yazsaydı daha bi güzel olurdu..

    şunları önermem
    Cenaze Merasimi - Jean Genet
    Erskine'nin Kutusu - Kym Lloyd
    chuck kitaplarından "kaçaklar ve mülteciler", "lanetli" sevmedim.
    iğrenç ama çok seviyorum bu adamı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok çok teşekkür ederim! çok iyi oldu bu tavsiyeler!:) suçluluk kitabı isminden dolayı da ilgimi çekti, notlarımı aldım;)
      aa çizgi romanını bilmiyordum nasıl olmuştur ki acaba? Bir D&R ziyaretimde bakayım o zaman:)

      Sil
    2. hele kız çocuğunuz varsa bu kitabı kesin okumalısınız. ha, o günden beri içime bir paranoya işlemedi değil. ama olsun muhteşemdi..
      çizgi roman tam anlamıyla "yetmiyor". 15 günde bir çıkıyor sanırım her sayısı. idefix'ten alıyorum ben. isterseniz biriktirip toptan alın..
      bir de Marc Levy okudunuz mu? yeraltı edebiyatıyla alakası yok içerik olarak ama çok naif ve akıcı bir yazar. "birbirimize söyleyemediğimiz onca şey", "neredesin", "keşke gerçek olsa" çok güzel kitaplar.. tavsiyemdir ;)

      Sil
    3. 5 yaşında bir kızım var:) iyice merak ettim ama şimdi:)
      Marc Levy'den Gölge Hırsızı'nı okumuştum, konu çok yaratıcı gelmişti, beğenmiştim:) bunları da hemen not alıyorum!:) blog yazmayı bu yüzden seviyorum!:) hem güzel insanlar tanıyorum hem de fikir alışverişinde bulunuyoruz, tavsiyeler alıyorum!:) çok teşekkür ederim gerçekten! üşenmeyip bana tavsiyelerde bulunduğunuz için...

      Sil
    4. Allah bağışlasın.. ne demek :) kitap okumak bi zevk, kitabı konuşmak ayrı bi zevk :)

      Sil
    5. amin cümlemizinkini inşallah!:) kesinlikle!:)

      Sil
  5. Yeraltı edebiyatı bana hiç hitap etmiyor ve çok az okumuşumdur onları da bilerek seçtiğim söylenemez... ben de filmini seyretmiştim ama filmi de Edward Norton oynadığı için seyrettim :) dolayısıyla bana pek uymuyor görüldüğü üzere :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) ben de yeraltı edebiyatını sevip sevmeyeceğimi çok merak ediyordum, sevmem gibi geliyordu ama bu kitabı sevdim:)
      Edward Norton için izlenir ama ya:)

      Sil
  6. Kitap harikaydı gerçekten de.. Geçen yıl kitabını okuyup, ardından filmini izlemiştim. Film biraz yavandı bence ama oyuncular için izlenir :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kitabı okudukça filmden sahneler de canlandı gözümde. yalnız ya filmin sonlarına doğru uyumuşum ya da sonları az buçuk değişik kurgulanmış kitaptan:) zira kitabın sonlarında hiç bir sahne gözümün önüne gelmedi:/ tabi araya onca yıl girmiş, filmin sonlarını unutmuş olmam da ihtimal dahilinde:)
      oofff oyunculuklar mükemmeldi! edwardcığım için hele havada karada izlenir;)

      Sil
  7. Dövüş Kulübü benim en sevdiğim filmdir. Ben de filmini izledikten sonra kitabını okudum ama ben filmin bütün detaylarını hatırlıyordum. buna rağmen kitabı zevkle okudum. Olaylar çoğunlukla aynıydı ama yazarın başarılı anlatımı sayesinde kitabını da zevk alarak okudum. Bloguma da kitabın eleştirisini yazmıştım hatta. Bir ara üşenmezsem filmini de yazmak istiyorum.

    Yeraltı edebiyatından devam etmek istersen aynı yazarın Tıkanma ve gösteri Peygamberi kitaplarını okuyabilirsin. Ben henüz okumadım ama ikisi de iyi diye duydum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. adamın durup durup da böylesi bir eser ortaya koyması çok enteresan !:) tıkanma'nın filmi de varmış bu arada yeni öğrendim.
      çok teşekkür ederim tavsiye için, evet yazarın diğer kitaplarına da göz koydum!;)

      Sil
  8. Ne filmini izledim,ne kitabını okudum:) Yalnız çok merak ediyorum,filmi de romanı da.Yorumunuza bakarak konusunu sevdim;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. roman da film de ayrı güzel!:) umarım beğenirsiniz:) sevgiler...

      Sil
  9. arada bir de yerli yeraltı dene , hakan günday mesela AZ :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet o da aklımdaaa!:) iyi bi indirime denk gelirsem hemen aliciiim!::)

      Sil