5 Kasım 2015 Perşembe

Film: 38 Şahit (38 Témoins)

38 Sahit : Afis

Yönetmen: Lucas Belvaux
2012 Fransa yapımı
104 dk.
Dram

Yine bir Fransız filmiyle karşınızdayım efendim!:) Şimdiye kadar izlediklerim ya komedi ya da dram ama bir yönüyle de umut aşılayan filmlerdi.

 Polisiye başlayıp da drama dönüşen ve nihayetinde böğrünüze  öküz oturtan  bir Fransız filmi izlememiştim daha önce!
38 Sahit : Fotograf

İş gezisi nedeniyle gittiği Çin'den dönen Louise, sokaklarında işlenen bir cinayet haberiyle sarsılır.

Cinayete kurban giden kız, apartmana 2 hafta önce taşınmıştır ve kimse kızı tanımamaktadır.

Polis, şahit olabileceği düşünülen, Louise'in birlikte yaşadığı erkek arkadaşı da dahil olmak üzere 38 kişiyi sorgular ancak hiç kimse bir şey duymamıştır.

Aslında herkes kendince bir neden uydurarak üç maymunu oynamaktadır!

38 Sahit : Fotograf

Film, Amerikan polisiyesi tarzında bol aksiyonlu değil, hatta katili bulmaya yönelik hiç bir hareket yok filmde. Ama verdiği sosyolojik mesajlar çok çarpıcı!

Aslında olaya şahit olan ancak kurbanı kurtarmaya yönelik hiç bir harekette bulunmayan insanların hayatlarına kaldıkları yerden devam edişleri, kafalarını kuma gömmeleri, sonrasında yaşadıkları iç hesaplaşmaları; cinayetin işlendiği yere karanfiller bırakarak, burada mumlar yakarak vicdanlarının sesinden kurtulmaya çalışmaları, bir nevi günah çıkartmaları...

38 Sahit : Fotograf

Film, gerçek hayattan esinlenerek yazılan bir romandan uyarlamaymış. Pekiiiiiii bu olay, toplumda bir farkındalık yaratmış mı diye sorarsanız korkarım buna yanıtım HAYIR olacak!:(

Zira Şubat 2015 tarihli bir habere göre, Paris'te 23:49 banliyö trenine binen 22 yaşındaki bir üniversite öğrencisi, bütün yolcuların gözü önünde tecavüze uğramış!!!!!!!

Kimse ne müdahale etmiş ne de acil durum butonuna basmış!

Tren varılması gereken yere geldiğinde de herkes hiç bir şey olmamış gibi inmiş, evlerine gitmiş!

Kanım dondu resmen! Allah'ım böyle bir şey olabilir mi? İnsanlar bu kadar duyarsız, bu kadar korkak, bu kadar sinmiş, bu kadar vicdansız olabilir mi?!

Sonrasında Türkiye örnekleri geldi aklıma... Kurbanın en yakınlarının, mahallelinin, tüm köyün sessiz kaldığı örnekler...

Sonra Pascal'ın sözü geldi aklıma:

"Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için güçlü olanı haklı kıldık."

Her ne olursa olsun haklının yanında olup vicdanlarımızı rafa kaldırmadığımız güzel günlere kavuşmak ümidiyle...


4 yorum:

  1. Böğrüne öküz oturan filmler benim niyeyse daha sempatik baktığım yapımlar sanıyorum bu aralar "içim kararmış" :D O değil de afedersin ama "yuh" demek istedim tüm yolcuların önünde tecavüze uğramak hem de Fransa'da?! Bahtsız bedevinin çölde kutup ayısıyla karşılaşması olmuş sanki biraz.... Hani bu Türkiye'de olur yani olsa şaşmam ama medeniyet konusunda dünyaya ders veren bir ülkede... Şaşırdım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aman karartma içini!:)
      ay evet ben de inanamadım, bu haberi bir hocamdan duymuştum, hele ki sene olmuş 2015 nasıl yani yaaa demiştim! sonra internetten arattım ve haberleri okudum. daha önceki yıllarda da Londra-Paris tren hattında kimsenin müdahale etmediği bir tecavüz yaşanmış! yav hadi kendin müdahale etmeye cesaret edemiyosun bi yardım kolunu çek, bi imdat düğmesine bas, birlikten kuvvet doğar arkadaşlar de milleti örgütle! gönül ister kötüler hiç kazanmasın ama bu kadar çabuk ve de kolay olmasın yaa!:(

      Sil
  2. çok fena film izliyoruz yeğenle , şu aralar vizeleri var ama her türlü öneriye açığız lakin kendisinin fransız yapımlara bir önyargısı var , o sebepten güzel bulduğun fransız yapımlarından isim bekliyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hmmm önyargısı varsa bu filmle başlamasın aman diyim!:) bu biraz yavaş ilerliyor ve sanatsal diyebiliriz. başlangıç olarak cesaretin var mı aşka (Jeux d'enfants) , Angel-A ve Attila Marcel, Can Dostum (blogda da yazmıştım üçünü)'u önerebilirim. animasyon seviyorsa "mutluluğa boya beni" (le tableau) kesinlikle öneririm. Edith Piaf'ın hayatını konu alan Kaldırım Serçesi (La Mome) de güzel ama biraz uzun. ay sever inşallah ya!:)

      Sil