4 Kasım 2015 Çarşamba

HAYVAN ÇİFTLİĞİ- George Orwell


152 sayfa
Can Yayınları
Çeviri: Celal Üster
44. Baskı: Ağustos 2015

Kült eserleri yorumlamakta zorlanıyorum; hem şimdiye kadar her şey söylendi zaten ben daha ne ekleyebilirim ki hissiyatı oluyor hem de "nasıl anlatabilirim ki böylesi güzel bir kitabı? Ne söylersem söyleyeyim eksik kalacak!" düşüncesi yerleşiyor zihnime.

Hayvan Çiftliği de öyle bir kitap işte! 


Stalin yönetiminin bir eleştirisi olan roman, 1945 yılında basılmış ilk kez; ancak 1950'lerde ünlenmiş.

 II. Dünya Savaşı yıllarında ise aynı tarafta yer aldığı Sovyetler'i kızdırmak istemeyen İngiltere tarafından sansüre uğramış!

Türkiye'de de ilk olarak 1954 yılında Halide Edip Adıvar'ın çevirisiyle basılmış.

Gelelim konumuza...

Kahramanlar değişse de hikaye gayet tanıdık aslında...

Bay Jones'un çiftliğinde (Beylik Çiftliği) hayvanlar az yemekle çok çalıştırılmakta, kötü muamele görmektedir. Yaşlı domuzlardan biri olan Koca Reis, bu düzenin böyle gitmeyeceğini, hayvanların birlik olarak bu köleliğe dur demeleri gerektiğini ateşli bir söylevle anlatır. 

Bir gün, bir fırsatını bulan hayvanlar, ayaklanmayı gerçekleştirirler. Bay Jones'u ve karısını kovmuş, özgürlüklerini ilan etmişlerdir. Artık çiftlik onlarındır! Bayraklarını dikerler ve 7 emiri bütün hayvanların görebileceği şekilde duvara yazarlar:

1. İki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin.

2. Dört ayak üstünde yürüyen yada kanatları olan herkesi dost bileceksin.

3. Hiç bir hayvan giysi giymeyecek.

4. Hiç bir hayvan yatakta yatmayacak.

5. Hiç bir hayvan içki içmeyecek.

6. Hiç bir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek.

7. Bütün hayvanlar eşittir.

Hayvanların en akıllısı olan domuzlar, idareyi ellerine alır ve çiftliğin işleyişine, hayvanların arasında yapılması gereken iş bölümüne ilişkin esasları belirlerler. 

Ancak yapılan devrim zamanla amacından sapar, 7 emir usulca değiştirilir ve ortaya baskıcı bir rejim çıkar! 

Hayvanlar bir şeylerin ters gittiğini, Jones'un zamanındakinden de kötü bir durumda olduklarını düşünseler de her defasında domuz Squealer "emirleri yanlış hatırladıklarına, domuz Napoleon'un onların iyiliği için çalıştığına, her şeyin iyi bir şekilde yürüdüğüne ve daha da güzel olacağına" ikna eder! Hem mazallah Napoleon ve diğer akıllı domuzlar görevlerini yerine getirmezse, bu düzeni korumazlarsa Bay Jones geri gelir!

Kitabın anlatımı gayet yalın ancak bir o kadar da çarpıcı! 

Çevirisi de mükemmeldi, emeğine sağlık Celal Üster'in! Üster'in önsözünü de  okumanızı tavsiye ederim zira kitaba ve Orwell'e ilişkin ilginç bilgiler mevcut!

Son olarak Celal Üster'in de dediği gibi:

"Bütün kitaplar eşittir ama bazı kitaplar öbürlerinden daha eşittir"!;)

Altı Çizilenler:

" Şunu da unutmayın ki insana karşı savaşırken sonunda ona benzememeliyiz.  Onu alt ettiğiniz zaman bile onun kötü alışkanlıklarını benimsemeye kalkmayın. ... İnsanın bütün alışkanlıkları kötüdür. Ve en önemlisi hiç bir hayvan kendi türünden olanlara zorbalık etmemeli.  Güçlüsü güçsüzü, akıllısı akılsızı, hepimiz kardeşiz. Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmemeli. Bütün hayvanlar eşittir."

"Umarım, biz domuzların bunu bencilliğimizden, ayrıcalık düşkünlüğümüzden yaptığını sanmıyorsunuzdur. Aslında çoğumuz süt ve elmadan hoşlanmayız. Ben de hoşlanmam.  Bu elmalara el koymamızın tek bir amacı var, o da sağlığımızı korumak. Sütte ve elmada domuzların sağlığı açısından kesinlikle gerekli olan bazı maddeler var. Bilim bunu kanıtlamıştır,  yoldaşlar. Biz domuzlar düşün emekçisiyiz. Bu çiftliğin tüm yönetim ve düzeninden biz sorumluyuz. Gecemizi gündüzümüze katarak, sizin sağlığınızı koruyoruz. Bu sütleri sizin uğrunuza içiyor, bu elmaları sizin uğrunuza yiyoruz. Biz domuzlar görevimizi gereğince yerine getirmezsek ne olur, biliyor musunuz? Jones geri gelir! Evet, Jones geri gelir! Bundan en küçük bir kuşkunuz olmasın, yoldaşlar."

"Koca Reis'in ilk Ayaklanma çağrısı yaptığı o gece düşledikleri, bu şiddet ve kıyım olabilir miydi?"

" Bu dünyada açlık ve yokluk içinde yaşıyorlardı; başka bir yerlerde daha iyi bir dünyanın bulunmasından daha doğru, daha anlaşılır ne olabilirdi?"

Kitap Tanıtımından:

İngiliz yazar George Orwell, ülkemizde daha çok Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş bir diğer çok ünlü eseridir. 1940'lardaki "reel sos­yalizm"in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edilir. 

Hayvan Çiftliği'nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur; ama devrimi de yine onlar yolundan saptırır. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıktır. Diğer kahramanlar gerçek kişileri çağrıştırmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir. 

Altbaşlığı Bir Peri Masalı olan Hayvan Çiftliği, bir masal anlatımıyla yazılmıştır; ama küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değil, çarpıcı bir politik taşlamadır.

12 yorum:

  1. Hayvan Çiftliği muazzamdı, ben de sevmiştim. 1984'den daha önce yazması itibariyle Hayvan Çiftliği'ni tercih etmiştim, 1984'ü de yakın zamanda alacağım :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya evet 1984'ü de çok merak ediyorum, elimde var, yakın zamanda almıştım:) ama kararsızım hemen okuma konusunda zira bunda baya bir saçımı başımı yolma, hayvanları şöyle bir güzel tutup sarsma isteği geçti içimden!:) 1984'te de aynı hisleri yaşayabilirim sanki!:)

      Sil
  2. Ben 1984'den sonra okuduğum için o kadar etkileyici gelmemişti ama güzel kitap sonuçta... ayrıca resimdeki yastığı çok beğendim konuya çok uygun olmuş :) sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. oooyyyy demek ki 1984'ten daha çok etkileneceğim!:) evet yastık iyi denk geldi:) yaklaşık 3 yıl önce kızım için almıştım, zürafa takıntısı vardı o dönemler:) ama artık yastığa da bir başka gözle bakar oldum:)

      Sil
  3. çok muazzam bir kitap.. günümüzde hani siyasiler konusunda "ya buna insanlar nasıl kanıyor, bütün bunlara rağmen nasıl falancaya oy verebiliyorlar" diyoruz ya, işte o çiftlikteki hayvanlardan farkımız olmadığının bir resmi bu :)
    onlarca yüzlerce yıldır uyutuluyoruz.. "tamam bunlar da çok iyi olduğundan değil ama...." "bunlara vermezsek darbeciler gelir!" "bunlara vermezsek irticacılar gelir!"
    hep biraz daha kötüsüyle korkutulup -uyutulup- mevcut duruma razı olmak...
    o 7 kuralın kendi kendine(!) değişmesi, mevcuta uyarlanması.. ne kadar güncel malesef :(

    hayvanlardan domuzun yönetici seçilmesi bilinçli yapılmış olsa gerek.. benzetmeler şahane, anlatım şahane..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle müthiş bir kitap! dediğiniz çok doğru, ben de kahramanlar değişse de hikaye aynı derken bunu kastetmiştim...1945 yılından günümüze hala aynı şeyler...düşündürücü, üzücü, trajikomik, insanı çileden çıkaran cinsten...
      domuz konusunda ben de aynı şeyi düşünmüştüm:) ve sonunda domuzla insan arasında ayırt edici bir tarafın kalmaması...anlayana çok şey anlatıyor bu kitap...

      Sil
  4. hayatımda okudugum en sahane kıtaplardandı hayvan ciftligi. aa toplum eleştirisine bı bakmak ıstersen Filler sultanını tavsıye ederım Yaşar Kemal yazarı ama uslubu şahane farklılaştırmış. okuduklarım postumda yayınladım ugra bana ehehe takıp et benı stalkerın olayım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. senden duyduğumu hatırlıyorum o kitabı, instagramda okumuştum sanki, onu da ekledim listeye:) geldim şekercim geldim;)

      Sil
  5. Merhaba
    Bende ilk olarak 1984 kitabını okudum yazarın. Bu kitabı uzun zamandır bekliyordu sırada en sonunda önümüzdeki sene (bu sene değil :D ) için okuma listeme koymayı başardım. Bakalım diğer kitabına göre nasıl bir eleştiri getirmiş merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba:)
      Ben çok başarılı buldum bu kitabı, 1984'ü sonra okudum ama 1984 bence bir numara!:) oyyy bayaa geçe bırakmışsınız:) okuma listesi yapamıyorum ben, elimdeki kitap bitince şunu okusam dediğim hallerde bile bir bakmışım hiç aklımda olmayan bir kitaba başlamışım:)

      Sil
    2. O kadar çok okunacak kitap var ki hangisini koysam bazen şaşırıyorum. Genellikle konu konu okuduğum için kitapları liste yapmam çok işime yarıyor.

      Sil
    3. hmmm konu konu okumak da güzel olabilir aslında! ama ben liste yapınca sınırlandığımı hissediyorum, bi daralıyorum:/ okuma gruplarına falan da katılamıyorum o sebepten:/ gerçi tuhaflık bende farkındayım:) indirim buldum mu kitap alıyorum çünkü canımın ne zaman ne çekeceği hiç belli olmuyor:)

      Sil